Author: Ngọc Vũ

Ho Chi Minh City eski adıyla Saigon, Vietnam’ın en büyük kenti. Adını, ülkeyi bağımsızlığa kavuşturan ünlü lider Ho Chi Minh’den alıyor. Önce Fransızların, ardından Amerikalıların egemenliği altına giren kent, 1975’e kadar Amerikalıların desteklediği Güney Vietnamlıların merkezi olmuş. Kuzey-Güney birleşmesinden sonra da adı ‘ışık saçan’ anlamına gelen ‘Ho Chi Minh’ olarak değiştirilmiş.

Hazırlayan / İsmail Ragıp GEÇMEN

Ho Chi Minh City otobüs terminaline aksam 19.20 gibi giriyor otobüsümüz. Hemen yanda belediye otobüslerini görünce o tarafa yöneliyoruz. Dün akşamdan bulduğumuz otelin adresini gösterince önce Kymerce ‘bu otobüs oraya gitmez hemşerim’ diyor şoför. Tarzancadan biraz anlarım, yardımsever şoför, kendi otobüsüne binmemizi, aktarma yaparak gidebileceğimizi söylüyor.
Yaklaşık 1 saat kadar bütün şehri dolaştıktan sonra otobüsümüz gide gide havaalanına gelmez mi? Bizim de sabahki uçağımız için en uygun yer havaalanı yakınında bir yerdi zaten.
Ho Chi Minh City ya da İngilizlerin verdiği hala da kullanılan adıyla Saigon, 8 yıl önceye göre oldukça değişmiş ve gelişmiş. Işıklandırılan geniş caddeleri, Avrupa’yı aratmayan yabancı markalı mağazaları ile Saigon beni üzüyor, eski haliyle daha çekici ve güzeldi. Dünya giderek daha çok birbirinin benzeri şehirlerle doluyor, oysa güzel olan farklılıklar. Her yerde aynı şeyi görecekse, insan niye başka bir yere gitsin ki?

Saigon Havaalanı, İstanbul Atatürk ya da Manila Havaalanı gibi şehrin ortasında kalmış bir alan. Bu nedenle de etrafta çok sayıda otel, pansiyon, hostel var. Yemek sonrası Saigon’a gece çökerken klimanın serinlettiğini umduğumuz hosteldeki odamıza dönerek bizi çağıran uykuya teslim oluyoruz. Gün, sokaktan gelen satıcıların çoktan güne başlamış sesleri ile başlıyor. Gecikmeden havaalanına yürüyoruz.
Uçağa bindik ki, acil çıkıştaki yerimiz sıkışık, rahatsız, penceresiz ve arkaya yatmayan koltuklardan çıkmasın mı? Koltuklarda yer yer boşluk var. Gözüme bir yeri kestirdim. En sevimli halimi takınıp hostes ablaya, oturduğum yeri gösterip çok dar olduğu için acaba şuraya oturabilir miydim? “Koltuğun sahibi gelmezse tabi” dedi güler yüzlü çekik gözlü hostesim. Sonra ‘Anna’ geldi oturdu o koltuğa. Hostes kız beni göstererek Viet dilinde bir şey dedi, Anna bana bakıp Vietce gülerek kalktı yan koltuğa geçti, ben İngilizce teşekkür edip Vietce güldüm. Sıcacık gülümsemesiyle Anna, 27 yaşında, 8 yaşında bir oğlu olan, İngilizcesi benden kötü fakat yüreği şahane bir güzel Viet kızı. Anna, bir yemek şirketinde çalışıyormuş ve ailesini görmeye Hue’ye gidiyormuş.


HUE, VİETNAM

Hue Havaalanı’nda belediye otobüsünü bir yarım saat kadar bekledikten sonra 20.000 Dong’a (=1 $) Hue merkezine kadar geliyoruz. Hava güneye göre oldukça serin ve harika bir bahar havası var. Üstelik nem de yok. Baktığımız hostel 7 $ ve merkezde.
Hosteli buluyoruz, her zamanki gibi oda yine Ercan’ın kontrolünden geçecek önce. Gidip odaya bakıyor, oda 4. Katta, asansör yok ve duvara bakıyormuş. Başka boş oda yok. Resepsiyon yerine geçen küçük deskin hemen arkasındaki görevli kızlar yardımcı oluyor, burada internetin wi-fi şifresini verip, birlikte başka hostellere, otellere falan bakıyoruz. Sonunda epey yakında başka bir yer bulup kızlara teşekkür ederek ayrılıyoruz.
İmparatorluk Vietnam’ının 1802 ila 1945 arasında başkenti olan Hue kenti, ‘Perfüme’ (parfüm) nehrinin hemen yanında büyülü bir atmosfere sahip. Çin’deki imparatorluğun Yasak Şehri gibi burada da İmparator Nguyen sülalesinin ve ailesinin yaşadığı, sıradan halka yasak olan oldukça büyük ve etkileyici bir ‘Yasak Şehir’ bulunuyor. Ayrıca kudretli İmparatorların mezarları da burada ve koruma altında. Şehrin günümüzdeki simgesi de olan ‘Thien Mu Pagoda’ bölgenin en çok görülmesi gereken yerlerinden. Şansınız varsa genç rahip adayları monkların eğitim ve ayinlerini de Pagodaları gezerken görebiliyorsunuz. Hue insanları hala, eski imparatorluk başkentine sahip olmalarından dolayı gurur duyuyor.
Thien Mu Pagoda, Vietnam’ın eski başkenti Hue içinde bulunan en uzun Pagoda kulesi. Parfüm Nehri manzaralı bu yapı, eski imparatorluğun gayri resmi sembollerinden biri. Tapınak, Nguyen yönetimi sırasında 1601 yılında inşa edilmiş. İlk tapınak, çok sade inşa edilmiş ama zamanla genişletilerek tasarımı geliştirilmiş.

Sokaklar bizi bekliyor. Hue, parfüm nehrinin esintileri arasında bizi kabul ediyor. Nehir, Hue şehrini ikiye bölüyor, adı eskiden güzel kokmasından geliyormuş. Kokulu ginseng çiçekleri arasından geçerken, çiçeklerin kokusunu alan nehre bu isim verilmiş. Ama artık ne geniş ve bol kokulu çiçek tarlaları kalmış ve ne de nehrin güzel kokusu.
Önce imparatorluk merkezi olan Yasak Şehri görmek için nehri geçiyoruz ve nehrin hemen diğer yanındaki azametli kaleye doğru ilerliyoruz. Kapıdaki bilet gişesinde girişin 300.000 Dong=15 $ olduğunu görünce “Oha be!” deyip geri dönmek zorunda kalıyoruz, çünkü yanımızda yeterince Vietnam Dong’u yok.
Akşam, Hue şehrine yavaş yavaş çökerken şehrin sokaklarında kayboluyoruz. Bir sokakta outdoor malzemeleri satan yan yana birkaç dükkâna rastlayınca bakınıyoruz hemen. North Star, Jack Wolfskin gibi ünlü markalar üretimlerini Vietnam’da yaptıkları için sıkça kullandığımız sırt çantası, yürüyüş pantolonu, mont, şapka, ayakkabı gibi malzemeler çok uygun fiyatlara satılıyor. Benim de birkaç yıl önce Tayland’dan aldığım sırt çantam, birkaç yerinden parçalanmaya başladığı için 55 lt’lik bir çanta beğenip 7 $’a (evet sadece 7) bir çantayla, 1 $’a birer şapka alıyoruz.

Acıkınca sokak satıcılarından ünlü Vietnam sandviçlerinden yiyoruz. Geceyi Hue’nun sokaklarında o bardan bu bara gezerek bitiriyoruz. Sabah Yasak Şehri görmeye gideceğim. Ercan ‘ben gelmeyeceğim’ diyor, pek sevmez böyle yerleri. Akşamüstü buluşmak üzere sözleşiyoruz.
Sabah zamanı daha fazla harcamadan çıkıp Parfüm Nehrini geçip Yasak Şehre doğru yürüyorum. Köprü üstünde yerel giysileriyle bir çift evlilik öncesi fotoğraflarını çektiriyorlar. Nehri geçip Yasak Şehre giriş biletini alıyorum.

İmparatorun annesi büyük kraliçenin (sadece onun) ibadet ettiği bir Budist Tapınağı gezerken birkaç fotoğrafımı çeken İngilizce bilmez 40’lı yaşlardaki bir Vietnamlı abla, yanındaki yeğeni vasıtasıyla ‘bakkaldan ekmek alır gibi’ dest-i izdivacıma talip olduğunu söylüyor! Küçük kıza ‘sen söyle teyzene, kendisine teşekkür ederim ama ben zaten evliyim’ diyorum. Teyze üzülüyor ama herhalde aşkımızın anısı olarak birlikte son bir fotoğraf çektirmek istiyor, onu kırmıyorum.
Yasak şehir, önce Fransız sonra da Amerikalılarla yapılan savaşlarda tamamen tahrip olduktan sonra yakın zamanlarda restore edilmiş. Saatler sonra Yasak Şehir’den çıkarken, aslında burada daha saatler geçirebileceğimi düşünüyorum. Otele doğru dönerken bir dört yol kavşağında rastlaşıyoruz Ercan abiyle, sokak fotoğrafları çekiyor. Otelin hemen yanındaki Hint restoranına niyetleniyoruz önce ama menüdeki fiyatları görünce vazgeçip hemen yanındaki restorana giriyoruz. Fiyatlar çok uygun. Hele bira fiyatı burada nasıl oluyorsa market fiyatının da altında. Bunu değerlendiriyoruz tabi. Yemek sonrası yeniden Hue sokaklarına vuruyoruz kendimizi.

Sabah burada hep olduğu gibi Hoi An otobüsü için bir araç gelip bizi alıyor ve bir yere götürüp bırakıyor. (Hue-Hoi An Otobüs Kişi başı 200.000 Dong=10 $) Burada epeyce turist var. Yarım saatten fazla bekliyoruz ama bir sorun olduğu ortada. Birileri gelip birilerini alıp gidiyor ama Hoi An için bekleyenler beklemeye devam ediyor. Sonunda bir araç gelip bizi terminale götürüyor. Bir yataklı otobüse bindiriliyoruz ama şoför ve yardımcıları çok kaba saba davranıyor ve hepimizi aracın arkalarına doğru gönderiyorlar. Bu yataklı otobüslere Güney Amerika’da da rastlamıştım, bu bölgede de çok yaygın. Normal bildiğimiz koltuk yerine burada ayaklarınızı içine sokup uzanabileceğiniz yerler var sadece. Rahat gibi görünse de eğer bizim gibi gündüz seyahati yapıyorsanız ve etrafı seyretmek istiyorsanız hava alırsınız çünkü otobüsün dizaynı buna izin vermiyor, yatmak zorundasınız. Hele benim gibi irikıyım biriyseniz, ayaklarınızı uzattığınız yere sığamazsanız tam bir eziyet halini alıyor.

Biraz bekliyoruz ama aracın hiç kalkacak gibi bir hali yok. 15 dakika, yarım saat… Hiç hareket yok. Arada bir gelen muavin çocuk yeni yolculara yer gösteriyor. Biraz sonra gelen ve sonradan bir turizm acentesinin adamı olduğunu anladığımız bir Vietnamlı arka 5’lideki yerin kendi müşterilerine ait olduğunu ve kalkmamız gerektiğini söylüyor. Sert bir dille buraya önce bizim geldiğimizi, bilet verilmediği için yerimizden kalkmayacağımızı söylüyorum. Yer numarası mı istiyorsun deyip kayboluyor oğlan, 5 dakika sonra yeniden yanımızda bitiyor. Elinde arka 5li koltuğun numaraları yazılı bir bilet. “Kalkın” diyor. “Kalkmam” diyorum, “git polis çağır…” Bu birçok ülkede genellikle sihirli cümledir, polis her yerde caydırıcı olur. Ama oğlan elimi görüp üstüne bir de arttırıyor. “Tamam, polis getiriyorum…” Gidiyor. Tırsıyorum biraz tabi. Polis müdürlüğünde ya da Vietnam hükumetinde dayım amcam falan yok, “E birader sen de neyine güveniyorsun?” derseniz, oralarda turist olarak biraz forsu var yabancıların. Ona güveniyorum.

Bir 10 dakika daha geçiyor. Beklediğim polisler yerine acentedeki oğlanın Alman turistleri geliyor. Arka 5’lideki tek boş yere yani yanıma irikıyım bir Alman yerleşiyor, diğerleri otobüse dağılıyor, bize de bir daha kalk falan diyen olmuyor. İrikıyım da o sıkışık koltuğa ancak yarım saat dayanıyor, sonra bilmem nereye çekip gidiyor, biraz daha rahat yayılıyoruz.
Hoi An otobüsümüz planlanandan yaklaşık 2 saat kadar sonra nihayet hareket etmeye karar verdi.
Neyse buna da şükür demeli tabi. 5 saat sonra Da Nang şehrinin hemen kenarından geçerek kısa süre sonra Hoi An’a ulaşıyoruz.

(kaynak: sanalbasin.com )

Başbakan Binali Yıldırım ile Vietnam Başbakanı Nguyen Xuan Phuc, heyetlerarası görüşmeye başkanlık etti. Yıldırım, çok geniş katılımlı bir heyetle ülkeye geldiklerini, iş aleminden katılımcıların olduğunu ifade etti.

Başbakan Binali Yıldırım ile Vietnam Başbakanı Nguyen Xuan Phuc

Başbakan Binali Yıldırım, Başbakanlık Binası’ndaki görüşmede yaptığı konuşmada, şahsına ve heyetine gösterilen yakın ilgiden dolayı muhatabına teşekkürlerini iletti.

Vietnam halkının ülkesini savunma konusunda gösterdiği kahramanlık mücadelesinin Türk halkı tarafından çok iyi bilindiğini ve takdir edildiğini belirten Yıldırım, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 1978 yılında tesis edildiğini anımsattı.

“Türkiye olarak Vietnam’ı Güneydoğu Asya bölgesinde güçlü ve güvenilir bir ortak olarak görüyoruz.

İlişkilerin o günden bu yana dostluk ve saygı esasına göre sürdüğünü anlatan Yıldırım, “Türkiye olarak Vietnam’ı Güneydoğu Asya bölgesinde güçlü ve güvenilir bir ortak olarak görüyoruz. Nüfus itibarıyla birbirine benzer iki ülke arasında muazzam bir iş birliği için iyi bir fırsat var. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak ve ilişkilerimizi daha da ileriye taşımak için her türlü şartın uygun olduğunu sizlerle paylaşmak isterim.” diye konuştu.

Başbakan Binali Yıldırım ile Vietnam Meclis Başkanı Nguyen Thi Kim Ngan

Çok geniş katılımlı bir heyetle ülkeye geldiklerini, iş aleminden katılımcıların olduğunu ifade eden Yıldırım, gerek Vietnam’da gerekse Türkiye’deki iş aleminin bir araya gelerek muhtemel iş birliği imkanlarını değerlendireceklerini söyledi.

Yıldırım, yapacakları temasların, yıldan yıla gelişmekte olan ilişkilerin çok daha ileri seviyeye taşınmasına katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.

Başbakan Binali Yıldırım Vietnam’da

(kaynak: yenisafak)

VTBAMBU Ürünler;

VT DIŞ TİCARET LTD. Türkiye – Vietnam arasında ticaret ilişkilerinde katkıda bulunmaya devam etmektedir, 20 yılı aşan ticari faaliyetlerinin sonucunda sahip olduğumuz bilgi ve tecrübeyi, siz değerli müşterilerine tescili markası VTBAMBU ile paylaşmaktan gurur duyar.

Ürünlerimiz Vietnam’da %100 yerli %100 el yapımıyla üretilip olup, dekoratif ve ev eşyalı olarak kullanımınıza sunmaktadır.

Bambudan yapılan ürünler olmasında dolayı nem, sıcaklık, yağmur durumlarına karşı oldukça dayanıklıdır, ayrıca iç ve dış mekanlar için de uygun kullanmaktadır. Kullanımına rahatlık sağlayacak ve kolaylıkla temizlenebilir.

VTBAMBU;

1/ Verdiğiniz ölçü, örnek, şekillere göre üretim yapılabilir,

2/ Kapınıza kadar ürün teslim yapılır, en kısa zamanda teslim yapılmaya önem vermekteyiz,

3/ Miktarlı alımlarında en uygun fiyat verilmektedir,

4/ Ekonomik, hızlı ve güvenilir hizmet sunmak,

5/ Tecrübeli, güler yüzü çalışanlarımız ila size en iyi hizmet vermek için mağazamızda beklemekteyiz.

VTBAMBU;

     Adres: 362B SÜMER MAHALLESİ ZÜBEYDE HANIM CAD. ZEYTİNBURNU/ ISTANBUL

     Tel: 0212 458 4746

     Emailinfo@vtbambu.com

     Canlı Destek 01: 0534 788 4966 (Jin Bey)

    Canlı Destek 02:  0533 033 03 54 (Savas Bey)

>> daha fazlası: VTBAMBU Website

Vietnam Savaşı, Kuzey Vietnam, Güney Vietnam ve Amerika Birleşik Devletleri arasında yaşanan; her savaşta olduğu gibi yine birçok askerin yaşamını kaybettiği büyük bir savaştır…

Savaşın sonucunda Vietnam 1,5 milyon yurttaşını ve kendi topraklarının da neredeyse üçte birini kaybetmiştir. Amerikalılar ise ardında 58 bin ölü bırakmış; ve savaştan sonra ülkelerine dönen askerlerin büyük bir kısmı da intihar ederek yaşamına son vermiştir.

Filmlere kitaplara konu edilen böylesine büyük bir savaş hakkında hala bilmediklerimiz olabilir mi? Elbette olabilir, işte sizin için derlediğimiz Vietnam Savaşı’nın çok bilinmeyen bazı gerçekleri.

1. Vietnam Savaşı ifadesi olaya Amerikan gözüyle bakarsanız doğru, Vietnamlılar bu savaşa “Amerika’ya karşı direniş savaşı” diyor ki bu daha doğru sanki.

2. Savaş sırasında bir keskin nişancı 3 gün boyunca 2000 metre yolu sürünerek kat ediyor, tek atışla bir generali öldürdükten sonra aynı yolu sürünerek geri dönüyor.

3. Vietnam Savaşı’na dair en çarpıcı fotoğraflardan biri olan bu infaz fotoğrafındaki infazcı Nguyen Ngoc Loan savaş sonrasında Virginia’da bir pizzacı açıp yaşamına devam ediyor.

4. Savaşta kullanmak için Amerikan ordusu 5 bin savaş köpeğini işe alıyor.

5. Askerler zorlu savaş şartlarından biraz olsun kurtulmak amacıyla kafayı bulmak için her gün az miktarda C4 patlayıcı yiyorlar.

6. Başkan Jimmy Carter, başkanlığının ikinci gününde tüm Vietnam Savaşı asker kaçakları için af çıkarıyor.

7. 1964 yılından 1973 yılına kadar Amerikan uçakları Laos üzerine 2 milyon ton bomba bırakıyor, bu uçaklara 9 yıl boyunca her 8 dakikada bir bomba yüklenmesi demek.

8. Savaş sonrasında Amerikan uçaklarının binlerce harici yakıt deposu Vietnamlı çiftçiler tarafından bot ve kano olarak kullanılıyor.

9. My Lai katliamı sırasında 70-80 sivili bir çukura doldurup katleden Amerikalı teğmen, başkan Richard Nixon tarafından affedilmiştir.

10. Vietnam savaşı sırasında ateşkes görüşmelerini yürüten Le Duc Tho 1973 yılında kendisine verilen Nobel Barış Ödülünü barışın sağlanmadığını gerekçe gösterip gönüllü olarak reddeden ilk ve tek kişidir.

11. Vietnam savaşı sırasında, 1966-69 yılları arasında Amerikan Ordusu askerlerine, savaşın etkileriyle başa çıkmalarını kolaylaştırsın diye steroid ve ağrı kesiciler vermiştir, 225 milyon tablet uyarıcı kullanılmıştır.

12. Körfez savaşının her Amerikalıya maliyeti; 306 dolar, Kore Savaşının maliyeti; 2.266 dolar, İkinci Dünya Savaşı’nın maliyeti; 20.388 dolar iken Vietnam savaşı her Amerikan vatandaşına 2.204 dolara mal olmuştur.

Bonus – ABD ordusunun arşivlerinde askerlerin beynini yıkamak için kullanılan “Mere Gook Rule”, yani “sadece bir Gook kuralı”na rastlanmıştır.


Gook, o dönemde Vietnamlıları aşağılamak için ABD’li askerlerce uydurulan bir argo tabirdir, yani böyle “alt-tarafı bir Vietnamlı” diye diye, askerlere Vietnamlı sivilleri öldürdükçe bunu fazla umursamaması aşılanmaya çalışılmıştır.

(Kaynak: listelist.com)

>>daha fazlası:  Bir Kuğu Gibiydi

“Bir kuğu gibi”

Vietnam‘daki Ha Long Körfezi için belki de en güzel yakıştırma bir beyaz kuğu kadar güzel olacağıdır. Bu eşsiz güzellikteki körfez, üzerinde binlerce adacık barındırmaktadır. Bu adacıklar çevresinde yapacağınız körfez gezisinin keyfi, Çaykovski’nin muhteşem eseri Kuğu Gölü Balesi’ni izliyormuşçasına sizi rahatlatacaktır. UNESCO Dünya Mirasları listesinde bulunan bu güzel körfez ne yazık ki doğal sebeplerden dolayı yer yer zarar görmektedir.

 

Halong Bay – Vietnam

Belki de son şansınız!

Evet, Ha Long Körfezi üzerindeki bazı adacıkları olağanca güzelliği ile görmeniz için bu son şansınız olabilir. Bu körfez içerisinde bulunan Kuğu Adası (Thien Nga Islet) olarak bilinen 15 metre yüksekliğindeki adacık için son fırsatınız da kaçtı ne yazık ki. Kuğu Adası, Ha Long Körfezi’ndeki iki adacığın belli bir açıdan kuğu kuşu izlenimi verdiği için bu şekilde adlandırılmıştır.

 

Kuğu Adacığı Halong Bay

 

Birçok turist için Vietnam Ha Long Körfezi’nde bir uğrak noktası olan Kuğu adasının kuğuyu andıran baş kısmı geçtiğimiz günlerde doğal nedenlerden dolayı kayarak denize dökülmüştür. Şimdiden adanın yeni bir isme ihtiyacı olduğu aşikar.

 

Şimdiki Kuğu Adacığı Halong Bay

 

Fakat, aynı sorunun körfezin diğer doğal güzelliklerinden olan adacıkları için de gerçekleşmeyeceği tam bir soru işareti. Bu yüzden herhangi bir sorunla karşılaşmadan önce Vietnam gezinizi ayarlamanızda fayda var. Mesela, Toad Adacığı (Toad Islet) ve Con Coc Adacığı (Con Coc Islet) gibi resimlerini aşağıda görebildiğiniz iki muhteşem adacığı, Kuğu Adacığı gibi doğal nedenlerden yıkılmadan önce görmek için başka bir fırsatınız olmayabilir. Kim bilebilir!

 

Toad Islet Ha Long Bay

 

Con coc Islet – Halong Bay Vietnam

Kaynak: gezitta

>>daha fazlası: Son Doong – Dünyanın En Büyük Mağarası

>>daha fazlası:  Vietnam Turları

Üç milyon yıllık mağara Vietnam’ın merkezinde yemyeşil bir doğa ve muhteşem bir güneş eşliğinde sizi karşılıyor. 

Hang Son Doong şimdiye kadar görmüş olduğunuz dünyanın ötesinde bir eşsizliğe sahip. Bu yeni dünya sizi kuşların ve macak maymunlarının sesleriyle keşife davet ediyor. Mağaradan uzanan kireç taşları önünüze açılan yeni bir dünya gibi.

Uzman Howard Limbert‘in mağaracılık konusundaki ifadelerine bakacak olursak bu mağaranın dinozorlara kadar uzanan bir geçmişi var. Bu durum da mağaranın tarih öncesi atmosferinin referansı gibi.

Bu mağara kimilerine göre dünyanın en büyük mağarası. Peki gerçekten öyle mi? Gelin bu başka dünyaya yolculuk yaparak birlikte karar verelim.

Hang Son Doong – Vietnam

 

Vietnam’ın Quang Binh eyaletindeki UNESCO listesindeki Phong Nha-Ke Bang Ulusal Parkı‘nın kalbinde yer alan Hang Son Doong, Güneydoğu Asya’da yaşanabilecek en büyüleyici maceralar arasında yer alıyor.

Mountain River Mağarası olarak nitelendirilen mağaranın ilk keşfi 1990 yılında ormandaki fırtınadan sığınmak isteyen yerel bir çiftçi olan Ho Khanh tarafından keşfedildi. Mağaranın keşfedilmesi kalkerden fışkıran nehrin sayesinde oldu. Mağaranın tam yerinin belirlenmesi ve yeni bir keşif olarak belirlenmesi İngiliz Mağara Araştırmaları Derneği katkılarıyla olurken mağaranın araştırılmaya başlanması 2010 yılında olmuştur. Mağara, kesitinin büyüklüğü açısından keşfedilen en büyük alan olarak belirlenmiştir ve bu haber ile mağaracılık dünyası sallanmıştır.

Hang Son Doong’daki ekosistem, mağaranın büyüklüğü kadar benzersizdir ve mağara kendi yerel hava durumu sistemine dahi sahiptir.

Kireç taşı mağarası, nadir olarak incileri kurutulmuş havuzlara dağıtılır ve mağarada şimdiye kadar bulunan en büyük dikiz aynısı 80 metre boyundadır.

Çöken tavanlar, dolinler olarak bilinen açıklıklar yaratmıştır. Böylelikle yeşilliklerin mağarada yetişebileceği bir ortam oluşmuştur. Aynı zamanda mağarada karanlıkta mikroskobik organizmalar gelişmektedir.

Hang Son Doong Seferi

Hang Son Doong Mağarası içerisinde kamp alanı

 

Beş kilometreden daha uzun ve 200 metre yüksekliğe kadar uzanan Hang Son Doong’un ana mağarası, tüm New York City bloğunu barındıracak kadar büyüktür.

Hang Son Doong 2013 yılında, macera turu şirketi Oxalis‘in beş günlük tek sefere çıkmasıyla birlikte ilk kez halka açıldı.

Turu sadece bir operatöre bırakmak mağarayı kitle gelişiminden korumuştur. Her gidişte sadece 10 müşteri için izin verilmektedir. Turlar, yılda şubat ile ağustosayları arasında haftada bir kez çalışır.

Hang Son Doong yolculuğu, sizi ve kalbinizi zorlayıcı olabilir. Girişe ulaşmak için iki günlük yoğun orman yürüyüşü yapmalısınız ve artık dünyanın üçüncü büyük mağarası olan Hang En‘de kamp yapmak için nehir geçitlerini geçmeniz gerekiyor. Nehir geçitlerinden geçmek sandığınız kadar kolay değil maalesef. Zorlu tırmanışlar ve yüzmek yolun en yorucu kısmı. Bu durum epey farklı maceralara sürüklenmenize neden olabilir.

Seferler esnasında konukların tüm fiziksel istekleri mükemmel bir şekilde karşılanıyor. İki mağaranın uzmanı, üç yerel rehber, iki şef, iki park ranger ve yirmi bekçi sefer boyunca size eşlik ediyor. Ayrıca hem mağaranın korunması hem de sefere katılanların refahı uzman tarafından izlenmektedir.

 

Yeni keşifler

Mağara bölgede yaşayan köylüler için yeni gelir kaynakları sağlamıştır.

Bu maceranın muhteşem deneyimi ve benzersiz güzelliğinin yanı sıra, Hang Son Doong’a yolculuk, birçok turizm hayatını iyileştiren, büyüyen bir endüstriyle sonuçlandı.

Quang Binh eyaleti uzun zamandır ülkenin en yoksul bölgelerinden biridir ve Vietnam Savaşı sırasında ağır bombalanmıştır. Patlamamış mühimmatlarla dolu alanlar ve bunların orman boyunca dağınık durumda olması binlerce canı her gün risk altına sokuyor. Yerli halkın çoğu, dinamitleri ve patlamamış bombaların metallerini toplar ve satmak için söker. Bu tehlikeli uygulama sonucu sayısız hayat kaybedilmiştir. Fakat bazıları için ailelerini beslemelerine yardımcı olacak başka seçenek yoktur.

Phong Nha’nın devasa mağaraları keşfedildiğinde gezginler ilk kez gelmeye başladı. Köylüler bu yeni fırsatı kucakladı ve turizm üzerine yoğunlaşmaya başladı. Olumlu sonuçlar yerel ekonominin canlanmasını sağladı. Tutkulu yerliler mağaranın yanında çalışmak için dağ bisikleti, yürüyüş, kayak ve çevre koruma tur şirketleri yarattı. Devasa mağaraların keşfi burada yaşayanlar için yeni bir kazanç kaynağı oldu.

 

Hassas Ekosistem

Bölgede turizmi canlandırmak için yapımı planlanan teleferik çalışmaları durdurulmuştur.

Son yıllarda bölgedeki bütünlüğün ve çevresel ihtimamın tehlikeye sokabilecek yeni bir tehdit ortaya çıkmıştır. Vietnam’daki geliştirme şirketi Sun Group, mağaraya saatlik 1000 kişi  feribike edebilecek olan bir teleferik inşa etmeye çalışıyor.

UNESCO ve aktivist grup Save Son Doong‘dan gelen sert muhalefet, Vietnam hükümetini inşaat izinlerini 2015 yılında geçici olarak durdurması için teşvik etmiştir. Bazıları, turizmdeki bu artışın yerel topluma fayda sağlamaya devam edeceğini düşünürken bir diğer grup, artan trafiğin getireceği ekosistemin tahribinden endişe ediyor.

Teleferik gelişimi arka planda durmaya devam ediyor ve kimse sonunda onay verilecek mi bilmiyor.

Bölgedeki gerçekten bozulmamış son ortamlardan biri olan Hang Son Doong, korunması istenecek kadar olağanüstü bir yer.

Mağara içinden gece manzarası

Kaynak: gezitta

>>daha fazlası: Vietnam’da Keşfedilesi Bir Balıkçı Kasabası: Phan Thiet – Mui Ne

 

 

Vietnam Savası sırasında harabeye dönen Ho Chi Minh’in 200 km kuzeyinde bulunan Mui Ne ve Phan Thiet balıkçı kasabaları, popüler turistik yerler olma adına önemli yol kat etti. Sahil boyunca uzanan bu kasabalarda yeni turistik tesisler kurulmaya başlandı. Buna rağmen, buradaki yaşayış, insanların günlük rutin alışkanlıkları hala aynı ve bu yüzden de doğallığını korumaya devam ediyor. Mui Ne’nin uzun plajı sessiz, dingin, yürüyüş için elverişli harika gün batımlarına sahne oluyor.

Phan Tiet ise Mui Ne’ye göre daha büyük, Vietnam mutfağında da oldukça beğenilen soslu balığıyla ünlü. Harika bir plaja sahip. Geniş yelpazede, uygun fiyatlı konaklama ve restoran çeşidine sahip olup golf sahası, beyaz ve kırmızı kumsallar ve birbirinden eğlenceli su sporları olanaklarına sahip.

Keşif Noktaları nereler?

1.Kırmızı Kum Tepecikleri

Fotoğrafik açıdan da çekici kırmızı kum tepeciklerinde turistler plastik boardlarda kaymayı ya da uçurtma uçurmayı tercih ediyorlar. Tüm yıl ziyaret edebilirsiniz, en iyi zamanı ise sabahın erken saatleri ya da akşam üzeridir. Yanınıza bolca su almayı ihmal etmeyin.

 

2.Mui Ne Plajı

Mui Ne plajı, 15 km’lik uzunluğuyla, serinleten meltem rüzgariyla ve lüks tesisleriyle harika zaman geçirmenize olanak sağlıyor. Plajın kuzey kısmı gelenesel balıkçı kasabasıdır, güney kısmı ise su sporları ve yüzme aktivitelerine ev sahipliği yapar. Tamamen taşsız denizinde en popüler aktivite kitesurfingdir. Kasım ve mart ayları arasında, ısıtan güneşin etkisini azaltan güçlü rüzgarlarla bu aktivitenin tadını sonuna kadar çıkarabilirsiniz.

 

3.Mui Ne Balıkçı Köyü

Mui Ne balıkçı köyünde palmiye ağaçları, renkli balıkçı tekneleri, balıkçı limanı, balık restoranları ve hediyelik eşya dükkanları bulunmaktadır. Çok güzel anı fotoğrafları çekebilirsiniz.

 

4.Po Shanu Cham Kuleleri

The Po Shanu Cham kuleleri kutsal Hindu mertebeleri Lord Shiva, Agni ve Nandi’ye adanmıştır. Champa Krallığı zamanında yapılan bu kalıntılar Ong Hoang tepesinde bulunur. Burada Phan Tiet’in ve uzayan sahil şeridinin geniş panoramik manzarasının fotoğraflarını çekebilirsiniz. Bu kulelere, Mui Ne kasabasından 15 dakikalık bir yolculukla gelebilirsiniz; giriş ücreti 10 bin VND’dir.

 

5.Fairy Stream

Fairy Stream, Phan Tiet’teki harika bir fotoğraf noktasıdır ve bunu kırmızı, beyaz, turuncu ve pembe yapısına borçludur. Ham Tien dağından akan berrak suyla, Fairy Stream’in bir tarafı beyaz ve kırmızı kum tepeciklerinin karışımı özelliğindedir. Diğer tarafıysa yemyeşil ağaçlar, taptaze açan çiçekler ve hindistan cevizi palmiyeleriyle doludur. Biraz açsanız, hiç düşünmeden yol boyunca dizilmiş yemek standlarından bir bir şeyler yiyebilirsiniz.

 

6.Prens Kalesi

Prens Kalesi, Ong Hoang Tepesi’nde muhteşem manzarasıyla mutlaka keşfedilesi bir yerdir. 1911’de yapımı tamamlanmış ve 536 metre karelik alandaki kalenin yakınında ünlü Vietnamlı şair Han Mac Tu’nun mezarı bulunur. Aşk şiirlerinde sıklıkla bu kale geçmiştir.

 

7.Van Thuy Tu Tapınağı

Van Thuy Tu tapınağı, 1762’ye dayanan geçmişiyle Phan Thiet’teki en eski tapınak olma özelliğini taşımaktadır.  İnanışlarına göre, bu tapınak balıkçıları kötü hava şartlarından ve denizdeki tehlikelerden korumaktadır. Bu nedenle, tapınakta 100’den fazla balinanın iskeleti bulunur, hatta bir tanesinin 22 metrelik iskeleti vardır ve Güney Doğu Asya’da bu denli uzunu yoktur. Ziyaret saatleri 07:00 – 17:00 arasıdır.

                                                                                                 Balina İskeleti

                                                                                         Van Thuy Tu Tapınağı

8.Beyaz Kum Tepecikleri

Beyaz Kum Tepecikleri, nilüfer çiçekleriyle dolu bir gölete doğru sürüklenirken, Kırmızı Kum Tepeciklerinden farklı olarak Bau Trang Çölü’nün içinde küçük bir çam ormanı bulunur. Güneydoğu Asya’daki tek çöl olması nedeniyle, burada kum kayağı, ATV, fotoğraf çekme olanakları gibi aktiviteler için önemli bir noktadır. Aman dikkat edin, aşağı kaymak ne kadar kolaysa yukarı tırmanmak bir o kadar zordur!

 

9.Ta Cu Dağı

Ta Cu Dağı, 250 bin metre karelik balta girmemiş yağmur ormanları, vahşi yaşamı, mağaraları, Budist yapıları ile ilgi çekmektedir. Mui Ne kasabasından yaklaşık 1 saalik bir yolculuğun ardından dağın tepesine ulaşabilmek için 2 saatlik tırmanış yapmanız gerekiyor. Spor yapmayı sevmiyorsanız, 10 dakikalık pratik cable car ile de gelebilirsiniz. 49 metrelik yatan Buda, Vietnam’daki en büyük heykel olma özelliğine sahiptir.

 

10.Phan Thiet Pazarı

Phan Thiet pazarı, lokal hayatı gözlemlemek için harika bir yer. Gezginlerin uğrak noktası bu yüzden de. Tan ağarırken en kalabalık saatlerini yaşarken, balıktan ahtapota karidesten salyangoza bir çok yiyecek bulabilirsiniz. Hem de gayet makul fiyatlara. Vietnam’ın ünlü yemeklerinden crispy pankek, noodle ve dolma gibi yiyecekleri de ayrıca yiyebileceğiniz bir pazar. Sabah 05:00 ile akşam üstü 18:00 arasında açık.

 

>>daha fazlası:  Vietnam Turları

Uzakdoğu’nun aklımızda daha çok savaşı ile kalan bir ülkesi Vietnam. 4000 yıllık tarihinin 1000 yılını Çin egemenliğinde geçiren, 19. yüzyılda Fransa tarafından sömürgeleştirilen, Japonya’nın işgal ettiği ve Çin komünist lideri Mao’dan yardım alan Vietnam 1954 senesinde kuzey-güney olarak bölünmüş. Daha sonra 21 sene süren Kuzey Vietnam-ABD savaşının sonunda ABD geri çekilmek zorunda kalmıştır.  1976 yılında Kuzey ve Güney Vietnam birleşmiş ve günümüzde turizmin çok önemli olduğu bir gelişen ekonomi ülkesi haline gelmiştir.

Bu çok farklı kültür ile ilgili ilginizi çekeceğini düşündüğümüz 8 madde derledik!

 

1. BAYRAK

Vietnam bayrağının kırmızı rengi, aynı zamanda komünizmin de rengi olarak kullanılmasından kaynaklı, devrimi ve mücadeleyi simgeleyerek bayrakta yer almıştır. Yıldız ise Vietnam’ın 5 sınıfını: aydınlar, çiftçiler, işçiler, iş adamları ve askerleri simgelemektedir.

2. BUGÜNKÜ VİETNAM’IN ÖNDERİ: HO CHI MINH

1890-1969 tarihleri arasında yaşamış, Vietnam özgürlük hareketinin başı ve Vietnam Demokratik Cumhuriyeti’nin ilk başkanı olan Ho Chi Minh’in vücudu, ölümünü takiben mumyalanmıştır. Ancak zaman zaman halka açık sergilenen vücudun aslında korunamadığı ve onun yerini bir maketin aldığı da söylentiler arasında!

Ho Chi Minh, 2 Eylül 1969’da 79 yaşında vefat etti.

3. PARA BİRİMİ – Vietnam Dong’u

Ağustos 2006-Mart 2007 tarihleri arasında, Vietnam para birimi Dong dünyanın en değersiz para birimi idi. Bugün  1 TL yaklaşık 7.650 Vietnam Dong’u ediyor.(Günümüzde ise en değersiz para birimi İran Riyali. 1 TL yaklaşık 10.445 İran Riyali ediyor.)

4. VİETNAM SAVAŞI

1954-1975 yılları arasında gerçekleşen ve 2 milyon sivilin ve 1.3 milyon askerin öldüğü Vietnam Savaşı’nı takiben, Vietnam-ABD arasındaki diplomatik ilişkiler ancak 1995 yılında tekrar başladı. Ölenler arasında 58.000 Amerikan askeri de vardı. Amerika’nın topraklarının çok uzağına gerçekleşmesine ve toplumdaki çok büyük karşı çıkmaya rağmen savaş 21 sene sürdü. Savaşa ayrılan bütçenin Amerika’ya 200 milyar dolara mal olduğu söyleniyor.

5. ÇOK YAYGIN BİR SOYAD: NGUYEN

Vietnam’da tüm nüfusun yaklaşık %40’ının soyadı Nguyen. Aynı zamanda bu isim 1802 senesinden başlayarak 143 sene boyunca hüküm süren Vietnam’ın son aile hanedanının da ismi. Zamanında bu hanedanın herkesin soyadını Nyugen’e değiştirmeye zorladıkları söyleniyor.

Vietnam dilinde Nyugen yazılışı

6. DOĞANIN BİR HARİKASI: SON DOONG

Dünyanın en büyük mağarası Vietnam’da! Quang Binh bölgesinde bulunan mağara, bir yerli tarafından 1991’de bulunmuş, 2009’da ise İngiliz bilim adamları tarafından keşfedilmiş. Mağara 2-5 milyon yıl önceki aralıkta, suların kireçtaşını eritmesi sonucu ortaya çıkmış. 9 km uzunluğunda, 200 metre genişliğinde ve 150 metre yüksekliğinde.

7. KAHVE

Kahve dediğinizde aklınıza Brezilya ve Kolombiya mı geliyor? Bir daha düşünün! Son otuz yılda kahve pazarında payını %0.1’den %30’a yükselten Vietnam, bugün dünyanın en büyük 2. Kahve ihracatçısı. 19. Yüzyılda Fransızlar tarafından kahve ile tanıştırılan Vietnam’da 1973’den beri 140.000 km2’lik orman yok edilerek kahve çiftlikleri kurulmuş.

8. MOTOSİKLET

Vietnam’da şu anda 30 milyondan fazla motosiklet bulunuyor. Ulaşım ihtiyacının yaklaşık %60’ı motosikletler ile sağlanıyor. Her ailede en az 2 motosiklet var! İngiliz fotoğrafçı Rob Whitworth’un hazladığı ‘Traffic in Freneic HCMC, Vietnam’ videosu, Ho Chi Minh City’nin trafiğini bizzat yaşamanızı sağlayacak.

(kaynak: bigezgel)

Haziran ayının başlarında mini bir Vietnam gezimiz olmuştu. Yazılacak ve yapılacak o kadar çok şey birikti ki ancak Vietnam’a gelebildi sıra. Vietnam’ın üzerine 20 kadar yer daha gezip, yaşadığım ülkeyi değiştirdim. Benim bu yazma hızımla onlara sıra zor geleceğe benziyor. Biz Vietnam’da Hanoi ve Ha Long Bay’i görebildik malesef sadece. Kısaca Vietnam hakkında bilgi vermem gerekirse yıllarca farklı devletlerin işgali altında kalmış ve ezilmiş bir ülke. Ülke o kadar çok işgal edilmiş ve farklı güçlerin eline geçmiş ki bugün bile ülkede komünizmin, sosyalizmin ve kapitalizmin etkisini aynı anda hissedebiliyorsunuz. Tüm yaşadıklarına ve yoksulluklarına rağmen Vietnam halkı mutlu, güleryüzlü ve misafirperverler. Para birimleri Dong ve 1 Türk lirası 6645 Dong. Bu nedenle paranızı Dong’a çevirdiğinizde elinizde bir tomar para oluyor 🙂 İnsana geçici mutluluk veren bir durum bu. Ülkenin başkenti bildiğiniz gibi Hanoi. Biz de Hanoi’de konakladık gezimizin büyük bir çoğunluğunda ve bu yazıda da size Hanoi Şehir Turu Ve Gezilecek Yerler hakkında bilgi vereceğim. O zaman başlayalım:

Hanoi Şehir Turu Ve Gezilecek Yerler

Hoan Kiem Gölü

Şehrin merkezinde yer alan ortasında minik bir adanın bulunduğu göl.

Eski Şehir Meydanı

Eski, birbirinin üzerine yığılmış gibi görünen binalarla kaplı bu meydan şehrin en hareketli caddesi.

Hoa Lo Hapishanesi

Vietnamlı siyasi mahkumların tutulduğu, gezerken insanın içini acıtan şu anda müze olarak sergilenen hapishane.

Edebiyat Tapınağı

Konfüçyüs için yapılan Edebiyat tapınağı aynı zamanda Konfüçyüs için yapılmış en eski tapınak olarak lanse ediliyor.

Saydığım tüm bu mekanları merak içerisinde gezdikten sonra biz rotamızı Ha Long Bay’e çevirdik. Onu ayrı bir yazı olarak anlatacağım. Vietnam’ı ziyaret edecekseniz 3 bin adacıktan oluşan sayısız mağaraya sahiplik yapan Ha Long Bay’i görmeden dönmeyin. Hanoi’yi mini minnacık tanıttım bu yazımda. Saydığım tüm yerler yakında ayrı konu başlıkları olarak burada yayında olacak. Çok zor denen Vietnam vizesini almak gerçekten zor mu, nasıl vize aldık gibi konuları merak ediyorsanız daha önce yazdığım Türkiye’den Başvurarak Vietnam Vizesi Almak yazım açıklayıcı olacaktır.

Doç.Dr. Ulaş Başar Gezgin, yazı dizisinin bugünkü bölümünde Ho Çi Min’in gözaltında kaybedilişinden Ağustos Devrimi’ne kadar yaşananları yazdı.

Ho Amca, 1933’te ölür. Cenazesi kaldırılır ve devrimci anma törenleri yapılır. Kayıtlara göre Hong Kong’daki bir hapishanede veremden ölmüştür. Yıllarca böyle sanılır. Bu kez, başka bir adla, yeniden mücadeleye atılır. İşin aslı şudur: Fransa, İngiltere’den onun iadesini isterken, hem Fransız hem İngiliz sosyalist kamuoyu onun iade edilmemesi için büyük çaplı bir kampanya yaparlar. O dönem İngiltere’de İşçi Partisi hükümeti vardır ve o zamanlar parti şimdiki gibi liberal değildir; içinde radikal kesimler bulunur. Bir çözüm olarak, Ho Amca’yı ölmüş göstertirler. Kendisini salıverip kendi başının çaresine bakması için gizlice Çin’e yollarlar. Amca, oradan Rusya’ya geçer ve yoldaşlarıyla yeniden buluşur. Burada, Lenin Enstitüsü’nde Linof takma adıyla Vietnam tarihi dersleri verir. Dersleri manzum bir biçimdedir. Amca, siyasetçiliğinin ötesinde bir tiyatro oyunu yazarı ve şair olarak da tanınır.

HO AMCA’NIN SIRRI

Bu noktada şunu mutlaka belirtmemiz gerekir: Vietnam Devrimi, Ho Amca’nın üstün yeteneklerine bağlanamaz, fakat kuşkusuz bu yeteneklerin büyük katkısı olmuştur. Ho Amca’nın yurtdışında geçirdiği yıllarda Vietnam halkı kimi zaman onun önderliğinde kimi zaman ondan bağımsız olarak örgütlenip ayaklanmıştı. Vietnam halkı çok sayıda devrimci aydın çıkarmıştı, daha da çıkaracaktı. Ho Amca, onlardan yalnızca biriydi. Belki ondan çok daha parlak sayılabilecek kimi isimler, Fransız sömürge polisinde öldürüldü. Belki “onun sağ kalması, uluslararası kamuoyunun desteği sayesinde oldu” diyebiliriz. Yoksa Fransa’ya iade edilip asılacaktı.
Ho Amca, Vietnamlı devrimciler içinde en uluslararası olanıydı. Bu, yalnızca hapishaneden çıkarılmasında değil, daha sonraki devrim için uluslararası destek ve barış görüşmelerindeki dengeler için büyük önem kazanacaktı. Dolayısıyla, Ho Amca Vietnam içinde birleştirici bir güç olduğu kadar dünya devrimci hareketlerinin de saygı duyduğu bir isimdi. Zaten Vietnam’da devrim olmasa da bu, böyleydi.

MAĞARALARDAN İKTİDARA

1940’ta yine Çin’de, gelecekte Halk Kurtuluş Ordusu genelkurmay başkanı olacak Vo Nguyen Giap’la tanışır. Bu arada, 2. Dünya Savaşı başlamıştır. Japonya, Vietnam’a girmiş, Fransız sömürgeciliğini devirmiştir. Vietnam direnişi, askeri koşullar nedeniyle büyük bir ayaklanmaya dönüşemez; ancak bir kez Fransız sömürgeciliği yıkıldığına göre, savaştan sonra sömürgeciliğin yeniden kurulmasına izin vermeyeceklerdir. Bunun için, Paylaşım Savaşı boyunca güç biriktirirler sabırla.
1941’de memleketine dönen Amca, yoldaşlarıyla birlikte 1 yıl mağaralarda yaşar, burada konferans toplayıp komünistlerle yurtseverleri tek bir çatıda toplayan bir silahlı cephe örgütlenmesi olan Viet Minh’i kurarlar. 1942’de uluslararası bağlantılar kurmak için bir süreliğine Çin’e geçer. Burada Çan Kay Şek hükümetince tutuklanır, Hong Kong’daki gibi, öldüğü haberleri yayılır. Amca yine ölmemiştir. Ayağında prangayla yaklaşık 1 yıl hapishane hapishane dolaştırılmıştır. Kimi zaman boynuna halka takılıyordu. Bu dönemde, ünlü hapishane şiirlerini kaleme alır:

“Pirinç havanda acı çeker ama,

Acı geçince, beyazlığa hayransın;

Günümüzde insanlar da böyledir,

Felâketle dövülüp adam olur.” (s.78)

Ho Amca, pratik zekasıyla, kendini hapsedenleri sonunda ikna eder. Ortak düşman Japonya’ya karşı savaşmaya söz verir (zaten öyle yapacaktır) ve bunun karşılığında milliyetçi Çin’den yüklü bir maddi destek alır. Elbette onların kontrolünde kalmaz, fakat askeri güçlerini oluşturmak için zaman kazanmış olur. 1944’te Kurtuluş Ordusu’nun ilk birliği olan Silahlı Progapanda Birliği’ni oluşturur. Bu birlik, çete savaşı (gerilla) ilkelerini uygulayacaktır; ancak amaç, kazanmak değil, Vietnamlılar arasındaki korku iklimini kırmak üzere askeri yollarla propaganda olacaktır. Bu tam da, Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisine karşılık gelmektedir.

SAVAŞSA SAVAŞ, BARIŞSA BARIŞ: HER ZAMAN MÜZAKEREYE AÇIK OLMAK

Ho Çi Min ve Vo Nguyen Giap

Birlikler sürekli güç kazanır; sonunda birliklerden Vietnam Halk Kurtuluş Ordusu oluşturulur. Siyasi komiseri Ho Amca, başkomutanı ise Vo Nguyen Giap’tır.

Hareket bir yandan askeri olarak güçlenirken bir yandan da ülkenin bağımsızlığa kavuşması için düşmanlar dahil tüm güçlerle görüşür. Amca, Japon işgalci faşizmine karşı ABD’yle görüşme yapar; ordusu için Fransızlara karşı kullanılmamak kaydıyla, ABD’den silah yardımı alır. Japon işgalcilerin elinde darmaduman olmuş Fransızlara görüşme çağrısı yapar; Japon işgalcilere karşı birleşik mücadele için onları müzakere masasına davet eder.

Dolayısıyla, Vietnam bağımsızlığı, klasik şemalara uymaz. Büyük güçlerle gerektiğinde masaya oturulur, gerektiğinde savaşılır 3 milyon can pahasına da olsa… Ho Amca ve yoldaşları, ilke olarak, kazanacaklarına emin olmadıkları bir savaşa girmezler ve bu emin olma halini duygularına değil gerçekçiliğe dayandırırlar. Bunun için parti içi çeşitli sözcüler ve diğer yurtsever hareketlerin “genel ayaklanma zamanı geldi de çattı” dediği zamanlarda, “daha değil” derler. Güçlerini bir kerede, bir daha toparlanamayacak bir biçimde heba etmekten çekinirler. Ayrıca, düşman güçlerini oldukça ayrıntılı bir biçimde değerlendirirler. Başat olan düşmanı ve onun müttefiklerini, müttefiklerin ittifaktaki çıkarlarını vb. ayrıntılı olarak incelerler ve “müttefikler dostluğa yöneltilemiyorsa tarafsızlığa yöneltilmeli” (örneğin, bu savaşın onların savaşı olmadığına onları ikna etmek) anlayışını uygulamaya geçirirler.

GENEL AYAKLANMA-AĞUSTOS DEVRİMİ

İşte Ho Amca’nın ve nice devrimcinin ömürleri boyu bekledikleri o an sonunda gelir: Japonlar yenilir, Fransız sömürgeciler Vietnam’ı sömürmek üzere geri gelmeden önceki o kısa zaman diliminde Ho Amca, genel ayaklanma çağrısı yapar. Bu çağrıdan önce değişik siyasal kesimlerden temsilcilerle bir kongre toplayacak, çağrısını bu kongreye dayandıracaktır. Böylece yasama organının da temeli atılmış olur. Direniş güçleri kısa sürede hemen hemen bütün şehirlerde yönetimi ele geçirir; Fransız sömürgecilerinin silahları devrimcilere dağıtılır. Bu, dünya devrim tarihine ‘Ağustos Devrimi’ adıyla geçecektir. Bugün Vietnam’ın çeşitli kentlerindeki birçok cadde bu adı taşıyor.

Kısa süre sonra, 2 Eylül 1945’te, Ho Amca, başkent Hanoi’da bugün Amca’nın anıtkabrinin olduğu Ba Dinh Meydanı’nda Vietnam’ın bağımsızlığını ilan edecektir. O günlerden çocuklara yönelik sözleri akıllarda kalacaktır:

“Çocuklarım,

Bugün Vietnam Halk  Cumhuriyeti’nin ilk ders yılına başlıyoruz. Babalarınızın, ağabeylerinizin görmedikleri bağımsız bir memleket eğitimi görmekle mutlusunuz … Seksen yıl süren kölelik memleketimizi küçülttü. Şimdi, atalarımızın bize bıraktıkları mirası ileri götürmemiz, dünyanın öbür memleketlerine yetişmemiz lazım. Vietnam şan ve şerefe kavuşacaktır. Halkı beş kıtanın öbür milletlerine eşit şerefli bir mevki sahibi olacak mı? Olacaksa, bunda büyük pay sizin çalışmakla geçen çabalı günlerinizin olacaktır…”   – s.103

Yarın: Vietnam’ın bağımsızlığının bedeli