Nehir kıyısında kurulan, mimarisi ve tarihi dokusuyla gören herkesi kendisine hayran eden bir küçük kasabadır Hoi An. 15. yüzyılda Çin ve Japonyalı tüccarların önemli liman noktalarından biri olduğu için, günümüze kadar da birçok güzelliği koruyarak ulaşabilmiş. Son yıllarda turistik amaçlı gezilerin çoğaldığı Hoi An Kasabası hakkında bilmeniz gerekenleri özet olarak toparladık. Eğer Vietnam’a yolunuz düşerse günlüğü 8 dolardan bir otel ya da pansiyon bulup bu şirin yeri mutlaka gezin.

Hoi An’daki kent merkezi motorlu araçlara kapalı.

Yılın belirli dönemlerinde su taşkınları olduğundan bölgede konaklamak zorunda kalan tüccarlar, burada kendilerine çok özel saraylar yaptırmışlardır.

Hoi An, yürümeyi sevenler ve bisiklet sürmek isteyenler için bir cennet adeta.

Hoi An kasabasının en ünlü eşyalarından biri fenerler. Rengarenk ışıklarıyla gözünüzü alacak fener satan mağazalar bir harika. Kasabanın simgelerinden biri de Japon Köprüsü’dür. Uzaklardan Gelenlerin Köprüsü olarak bilinen bu mimari 17.yüzyıldan kalma.Köprü çıkışlarından birinde bir Buddha tapınağı bulunuyor.

Buradaki köprü ve tapınak Vietnam’ın paralarına da basılmış durumda.

Hoi An’da 1.360 adet tarihi yapı mevcut. Üstelik bunların çoğu da evler. Mezar taşları, tapınaklar ve kuyular da bu yapılara dahil.

Bölgede tekne turları yaparak Hoi An’ın çevresindeki adaları görebilirsiniz.

Hoi An’a Avrupalılar ilk olarak 16.yüzyılda gelmişler.

Özellikle seramik ticaretinde çok ünlü bir yer olan Hoi An, bugün Topkapı Sarayı’nda da seramikleri ile sergilenen yerler arasındadır. Dünyanın en iyi ve eli en çabuk terzilerini Hoi An gezisi sırasında görebilirsiniz. Dilediğiniz kıyafeti çok kısa bir sürede ve muntazam bir şekilde diktirebilirsiniz.

Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde düzenlenen ‘Yeryüzü Güzeli’ yarışmasının finali Filipinler’de gerçekleşti. Yarışmanın birincisi Vietnamlı Le Thi Ha Thu olurken, Ukrayna Güzellik Yarışması’nın birincisi Diana Mironenko da yarışmada üçüncülüğü elde etti.

Sputnik’teki habere göre; BM himayesinde çevre ve doğal yaşamın korunması ile insani sorunlara dikkat çekmek amacıyla düzenlenen ‘Yeryüzü Güzeli’ yarışmasının finali Filipinler’de yapıldı…

Yarışmanın birincisi 25 yaşındaki Vietnamlı Le Thi Ha Thu oldu.

Yarışmanın birincisi 25 yaşındaki Vietnamlı Le Thi Ha Thu

 

Londra’da geziyorsunuz ve canınız farklı tatları denemek istedi. Diyelim ki, Londra’da en güzel yemek nerede yenir bilmiyorsunuz. Ne yapacaksınız? Bununla ilgili size birkaç önerimiz olacak. Vietnam yemekleri’nin olduğu, gerçek Vietnam restoranlarını keşfetmeye ne dersiniz? İşte birbirinden güzel 17 yer…

1. Banh Mi11

2. Ho Modern Vietnamese

3. Com Viet

4. Banh Mi Bay

5. Saigon Saigon

6. Cay Tre

7. Pho & Bun

8. Mien Tay

9. Whaam Banh Mi

10. City Càphê

11. Pho

12. Sông Quê Café


13. Keu

14. Ngon Ngon

15. Cafe East


16. Velo

17. MoBa

(Kaynak: gezbegen)

Vietnam turu için gün saymaya başladınız ama hala ne yenir sorusuna tam anlamıyla verecek cevabınız yok. Hiç endişelenmeyin çünkü Vietnam’ın en ünlü spesiyallerinden tutun da Vietnam mutfağı hakkındaki ilginç bilgilere kadar her şey bu yazıda!

  • Vietnam mutfağı, dünyanın en popüler mutfaklarından biridir.

Vietnam mutfağı büyük oranda sebze, meyve, otlar, pirinç ve et ile harmanlanmıştır ve aynı zamanda çok da sağlıklıdır. Geleneksel Vietnam yemekleri, nispeten düşük yağ ve yüksek karbonhidratlarla farklılık yaratır.

Hanoi Caddesi, sokak stantlarında satılan yemeklerde tam bir cennetidir. Neredeyse her köşede çam fıstıkları, pirinç, çeşitli et veya erişte bulunan bir stant veya bir restoran bulacaksınız. Cadde restoranları genellikle yalnızca 1öğün için odaklanır. Kuzey Vietnam‘ın dağlık bölgelerinde ise çok çeşitli lezzetler bulabilirsiniz.

  • Vietnam mutfağının temel bileşeni pirinç ve balık sosudur.

Vietnam, Tayland’dan sonra dünyanın ikinci büyük pirinç ihracatçısı. Pirinç ülke genelinde, dağlık alanlarda, dağ teraslarında, en güneye doğru Mekong Deltası’nda büyüyor. Vietnam turunuzda belki de her yerde karşınıza çıkacak olan tek şey pirinç ve pirinçli yemekler olacaktır. Pirinç, kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği, tatlı, kısacası yenilebilen her şeyde görülür. Pirinç pilavı, pirinç kâğıdı sargıları, pirinç püresi, meyveli pilav, kızarmış pilav, şişte pilavlı atıştırmalıklar ve pirinç şarabı bu lezzetlerden bazıları…

  • Taze sebze, meyve, otlar ve baharatlar çok yaygındır.

Kuzey Vietnam’da yemekler, dağlarda veya şehirde olsun, nerede olduğunuza bağlı olarak biraz değişir. Şehir içindeyken neredeyse her şeyi tadabilirsiniz. Dağlık yerlerde iken çoğunlukla pirinç, taze sebzeler, otlar ve etle karşılaşırsınız. Et etnik azınlıklardan gelen insanlar için pahalıdır.

  • Mükemmel kahve, bira, sert likör vb. içecekler, Vietnam’ın her yerinde bulunabilir.

Vietnam’daki içecekler büyük oranda, meyve suları, çay (Tra Viet), maden suları, ayrıca biralardır (Hanoi birası, DaiViet, Bia Hanoi). Vietnam’da satılan biralar hakkında daha fazla bilgi istiyorsanız, Beervn web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Meyveli sallamalı çay vb. içecekler için de iyi bir seçim var; Sinh’a. Leziz ve popüler, sert bir Vietnam kahvesi içmek isterseniz, bir kafeye girdiğinizde Ca Phe Sua sipariş etmeniz yeterli. Kahve, tatlı yoğun süt ve buz ile servis edilir. Vietnam dünyanın en büyük Robusta kahvesi üreticisidir.Dağlık alanlarda ana içecek olarak çok popüler pirinç şarabı (Ruop Nep cam) tercih edilir.

Vietnam mutfağının en ünlü yemekleri:

  • Çeşitli tavuk ve sığır çorbası (Pho Bo, Pho Ga, Bun Bo Hue)
  • Pirinç (Com), şehriye (Bun) – çeşitli şekillerde, Annex sebzelisi en lezzetli olanı.
  • Sebzeler veya başka eklentilerin olduğu rulolar (Banhcuon,Goicuon, Nem cuon, plagues).
  • Et Yemekleri – Bun Cha (erişte ve sebzeli ızgara et), Bokho (sebze ve erişte ile kızartılmış sığır eti)
  • Banh Mi Vietnam sandviçleri(dağlık bölgelerde fazlasıyla var).
  • Banh Chung ve Banh Beo buğulanmış pirinç kekleri
  • Goi Vietnam salatası (sığır eti, tavuk, vejetaryen, karides vb.)
  • Bahn Xeokrepları
  • Deniz ürünleri ve yılan, kurbağa, köpek etleri
  • PHO Çorbası

Köylerde etnik nüfusun şenliklerinde yapılan Vietnam yemekleri.

Köylerde veya dağlarda Vietnam yemekleri ve ikramları, ayin kutlamaları ve şenliklerinin önemli bir parçasıdır. Çeşitli törenler ve ritüeller çoğunlukla etnik nüfusa sahip dağlık bölgelerde görülebilir. Düğün, cenaze, Tet Bayramı veya çocuğun doğumuna toplulukta büyük miktarda gıda tüketimi eşlik eder. Dağlarda etnik sakinlerin yiyecekleri kentsel alanlardan farklıdır. Bu kutlamalardaki en popüler yemek, özellikle domuz eti, tavuk ve sebze yemekleri pirinçle servis edilir. Bu yiyeceklerin bir tamamlayıcısı en ünlü alkol içeceği pirinç şarabıdır. Yemekler özellikle çubuklarla yenir. Şenlikler toplumsal açıdan önemlidir çünkü insanlar iyi toplumsal ilişkiler sürdüren bir bağlam sağlarlar.

Vietnam mutfağının diğer popüler yemekleri:

  • Bun bo Hue (Bún bò Huế)

– Çoğunlukla Hue’da (Vietnam’ın merkezi) görülen ünlü bir yemek

– Bo çorbası – pirinç, erişte, sığır eti

– baharatlı, ekşi, tuzlu, tatlı tadı, limon otu aroması

  • Banhcanh

– İçinde erişte bulunan et suyu, tapyoka unu veya pirinç karışımlarından yapılabilir

– çeşitleri – yengeç, domuz eti, karides, balık ile

  • Banhxeo (Bánhxèo)

– karides, domuz eti, fasulye filizi, otlar, pirinç unuyla yapılan gevrek gözleme

– Ban Xeo özel sos ile daldırılarak yenebilir.

– Güney Vietnam’da hindistancevizi sütü ile yapılır.

  • Banhcuon (Bánhcuốn)

– Banhcuon, ince, buharda pişirilmiş fermente pirinçten yapılır

– Haşlanmış domuz, mantar, soğanla doludur.

– “chalua” domuz sosu, salatalık, fasulye filizi

Görünüşleri ile oldukça albenili olan egzotik meyveler insanda adeta tadına bakma isteği uyandırıyor. Gelin, bu meyveleri yakından tanıyalım…

Dünyanın çeşitli yerlerinde yetişen ve ülkemizde adına sık rastlanmayan pek çok egzotik meyve çeşidi var. Rengarenk yapıları ve birbirinden farklı lezzetleriyle bu meyveler genellikle tropikal iklimin hakim olduğu bölgelerde yetişiyor. Görünüşleri ile oldukça albenili olan bu meyveler insanda adeta tadına bakma isteği uyandırıyor.İşte değişik lezzetlerinin yanında sayısız faydası olan egzotik meyveler:

Jackfruit

Hindistan’da yetişen ve yöresel bir lezzet olan jackfruit ülkenin sevilen meyvelerinin başında geliyor. Üzüm ve muz karışımı bir tada sahip olan bu meyve içeriğindeki sayısız fayda ile bazılarını Hindistan’a kadar götürebilir. Jackfruit Asya ülkelerinde kızarmış olarak da yenilebiliyor.

Rambutan

Güney Asya’nın en ünlü meyvesi olan rambutan üstü kırmızı tüylerle kaplı ve hayli orijinal görünüşlü bir meyve. Kırmızı kabuğunun içindeki beyaz meyvesinin yenildiği rambutan üzüm tadında bir meyve olarak tanımlanıyor.

Marula

Sıcak ve kurak Afrika iklimini seven bir meyve olan marula sulu yapısı ile biliniyor. Bekletilerek tüketildiğinde içinde alkol de oluşturabilen bu meyveyi fazla tüketmek sarhoş olmanıza neden olabilir.

Cupuaçu

Oldukça lezzetli bir yapısı olan cupuaçu meyvesi, tatlı tadı ve ananas ile çikolata karışımı bir lezzete sahip olması ile ünlü. Cupuaçu yağmurlu Amazon ormanlarında yetişen bir meyve ve yağlı yapısı ile dikkat çekiyor. Cupuaçunun aroması ve kokusu kozmetik sektörünün de radarına girmiş durumda.

Pitaya

Rengi ve yapısı ile oldukça beğeni toplayan pitaya, egzotik meyve dünyasının en estetik meyveleri arasında. Orta ve Güney Amerika’da sıkça yetiştirilen pitaya, dış görünüşü itibariyle kivinin renk değiştirilmiş haline benziyor.

Bael

Hindistan topraklarında yetişen bael bir yıl gibi uzun bir sürede olgunlaşıyor. Marmelata benzeri bir tada sahip olan bael ayrıca taze olarak salatalarda veya kurutulmuş olarak da tüketilebiliyor.

Safou

Afrika’da yetişen safou avokado ile benzer özelliklere sahip. Dışı mor renkli ve elips şeklinde olan safou yağlı ve tereyağı kıvamında bir meyve. Safou pişirilerek de tüketilebiliyor.

Karambola

Yıldız meyvesi de denilen karambola Güney Asya’ya özgü bir egzotik meyve. Ekşi bir tadı olan bu sarımsı meyve C vitamini ve potasyum deposu olması ile dikkat çekiyor.

 

Mekong Deltası, Güneydoğu Vietnam’da Mekong Nehri’nin bolgedir dokuldugu Denizi’ne Kollar Güney Cin halinde. Yaklasik 39.000 Sahib km²lik yuzolcumune Deltası Mekong olan, güneybatı Vietnam’in Büyük Bir bolumunu kapsar cilt. Su ile Olan yiyecek Vietnam’in Ambarı Kapli bolgenin yuzolcumu mevsimden mevsime Gösterir degisiklik. Mekong Nehri denize 9 Büyük koldan dokuldugu icin Mekong Deltasi’na Vietce’de “Dokuz Ejder” Deltası denilmektedir.


Mekong Nehri, Tayland, Laos, kamboçya ettik Vietnam’i dolasarak dokulur denize. Aşağı bolumunde Deltası bulunur Nehrin Mekong. Burasi, 34 tr Genis Düzlük arasinda almaktadir yaniniza Dünyadaki. Amazon Bramapur Nehirleri’nden 3. Genis DOGAL sirada olusturmaktadir bolgeyi tr SONRA ettik. Ev sahipligi muhtelif Burasi bitki turlerine Yapan eko sistemiyle beraber turizme de Kaynak saglamaktadir. Mekong Deltası SON ZAMANLARDA “Biyolojik hazine Bölgesi” Olarak nitelendirilmeye baslanmistir. Yakin ZAMANDA BÖLGEDE 10 Biyolojik tur Yeni bulunmustur bin. Bunların çoğu yerin epey arasinda Soyu tukendigi dusunulen Turu de vardir Bir ücret.


Merkezi Bir Tarım onemli Vietnam’in Toplam pirinç uretiminin yarisinin Elde Mekong edildigi Deltasina dogru giderken, celtikleri ettik, pirinç yufkası iş kagidi Yapan firin yerlerini, damitim atolyelerini Şeker cikolatali yapanlari gormek olmaktadir mumkun ettik ettik ettik. Vinh Trang Pagodasi’nin Rahipler Okulu’nun Bulunduğu Limani Büyük Myl ettik deltanin Tho’dan hareket eden ufak teknelerle cevre koylerde gunluk Hayati, Yuz nehirle Deniz Pazar ettik yerlerini arasinda olusmus gorebilirsiniz adaciklari. Biri olan Bunlardan Thoi Son’da kanallar arasinda “Sampan” harika TROPIKAL gezerek larla Bahceleri Gorup egzotik meyvelerin bakabilirsiniz tadina. Sehri Can Tho, Mekong Deltasi’nin 300 binlik Nüfusu ile en Büyük sehridir. Can Tho, İNSA edilmis Köprüler uzerlerine Onlarca Tarafindan bolunmustur kanal. Büyük tekne Kanallardaki trafigini kesmemek icin kanallarla kopru yapılmamıştır bazi. Taşımacılık Arabali vapurlar yapilmaktadir ile. AIT Müslüman yapacaginiz Delta’da Cham Kültürüne Gezileri Köy, ucu olan bir neredeyse dunyanin CIN Denizi’ne Açılan BÖLGEDE ilginc yaşatacaktır Deneyimler.


Gezi olusturmaktadir Bir de Mekong Deltasi’ndan Vietnam’i gerçek Kez gormeyi dusunenler turlari icin ideal bir tekne ortami. kulturlerini Sira, Yaşam tarzlarini ogrenme firsati bulacaksiniz cilt onlarin Yanı Olmanın Büyük Bir çok hayatinda Vietnamlilarin Mekong yeri olan Deltasi’nda yapacaginiz tekne turunda benzetilmiş halkla IC ICE. Vietnamlilar, bu nehrin hayatlarini gundelik tasimislardir uzerine. Nehrin sularinda Sebze ettik Bir Tarafta meyve yikayan Birini gorurken DİĞER Tarafta Baska Birini camasir gorebilirsiniz yıkarken. BÖLGEDE yasayan insanlar alisverislerini Yuzen pazarlardan yaparken, Baska bir teknede Pisen yemegin tadina bakmak icin Bir Mola verebilirler Kisa.


Delta yolculugunu sekilde Yapabilirsiniz Avustralya. Ho Şi Minh’den Delta’da alacaginiz ile tur paketi birkac gecirebilirsiniz gün. Mekong Deltası ayrilirken Vietnam’dan Yolunu kullanarak Kambocya’nin baskenti Phnom Penh’e gecebilirsiniz. Kamboçya – Phnom Penh’den Vietnam’a deltada yapacaginiz yolculuk sonrasinda Yapabilirsiniz kızlar.

(kaynak: gezimanya)

Ho Chi Minh City eski adıyla Saigon, Vietnam’ın en büyük kenti. Adını, ülkeyi bağımsızlığa kavuşturan ünlü lider Ho Chi Minh’den alıyor. Önce Fransızların, ardından Amerikalıların egemenliği altına giren kent, 1975’e kadar Amerikalıların desteklediği Güney Vietnamlıların merkezi olmuş. Kuzey-Güney birleşmesinden sonra da adı ‘ışık saçan’ anlamına gelen ‘Ho Chi Minh’ olarak değiştirilmiş.

Hazırlayan / İsmail Ragıp GEÇMEN

Ho Chi Minh City otobüs terminaline aksam 19.20 gibi giriyor otobüsümüz. Hemen yanda belediye otobüslerini görünce o tarafa yöneliyoruz. Dün akşamdan bulduğumuz otelin adresini gösterince önce Kymerce ‘bu otobüs oraya gitmez hemşerim’ diyor şoför. Tarzancadan biraz anlarım, yardımsever şoför, kendi otobüsüne binmemizi, aktarma yaparak gidebileceğimizi söylüyor.
Yaklaşık 1 saat kadar bütün şehri dolaştıktan sonra otobüsümüz gide gide havaalanına gelmez mi? Bizim de sabahki uçağımız için en uygun yer havaalanı yakınında bir yerdi zaten.
Ho Chi Minh City ya da İngilizlerin verdiği hala da kullanılan adıyla Saigon, 8 yıl önceye göre oldukça değişmiş ve gelişmiş. Işıklandırılan geniş caddeleri, Avrupa’yı aratmayan yabancı markalı mağazaları ile Saigon beni üzüyor, eski haliyle daha çekici ve güzeldi. Dünya giderek daha çok birbirinin benzeri şehirlerle doluyor, oysa güzel olan farklılıklar. Her yerde aynı şeyi görecekse, insan niye başka bir yere gitsin ki?

Saigon Havaalanı, İstanbul Atatürk ya da Manila Havaalanı gibi şehrin ortasında kalmış bir alan. Bu nedenle de etrafta çok sayıda otel, pansiyon, hostel var. Yemek sonrası Saigon’a gece çökerken klimanın serinlettiğini umduğumuz hosteldeki odamıza dönerek bizi çağıran uykuya teslim oluyoruz. Gün, sokaktan gelen satıcıların çoktan güne başlamış sesleri ile başlıyor. Gecikmeden havaalanına yürüyoruz.
Uçağa bindik ki, acil çıkıştaki yerimiz sıkışık, rahatsız, penceresiz ve arkaya yatmayan koltuklardan çıkmasın mı? Koltuklarda yer yer boşluk var. Gözüme bir yeri kestirdim. En sevimli halimi takınıp hostes ablaya, oturduğum yeri gösterip çok dar olduğu için acaba şuraya oturabilir miydim? “Koltuğun sahibi gelmezse tabi” dedi güler yüzlü çekik gözlü hostesim. Sonra ‘Anna’ geldi oturdu o koltuğa. Hostes kız beni göstererek Viet dilinde bir şey dedi, Anna bana bakıp Vietce gülerek kalktı yan koltuğa geçti, ben İngilizce teşekkür edip Vietce güldüm. Sıcacık gülümsemesiyle Anna, 27 yaşında, 8 yaşında bir oğlu olan, İngilizcesi benden kötü fakat yüreği şahane bir güzel Viet kızı. Anna, bir yemek şirketinde çalışıyormuş ve ailesini görmeye Hue’ye gidiyormuş.


HUE, VİETNAM

Hue Havaalanı’nda belediye otobüsünü bir yarım saat kadar bekledikten sonra 20.000 Dong’a (=1 $) Hue merkezine kadar geliyoruz. Hava güneye göre oldukça serin ve harika bir bahar havası var. Üstelik nem de yok. Baktığımız hostel 7 $ ve merkezde.
Hosteli buluyoruz, her zamanki gibi oda yine Ercan’ın kontrolünden geçecek önce. Gidip odaya bakıyor, oda 4. Katta, asansör yok ve duvara bakıyormuş. Başka boş oda yok. Resepsiyon yerine geçen küçük deskin hemen arkasındaki görevli kızlar yardımcı oluyor, burada internetin wi-fi şifresini verip, birlikte başka hostellere, otellere falan bakıyoruz. Sonunda epey yakında başka bir yer bulup kızlara teşekkür ederek ayrılıyoruz.
İmparatorluk Vietnam’ının 1802 ila 1945 arasında başkenti olan Hue kenti, ‘Perfüme’ (parfüm) nehrinin hemen yanında büyülü bir atmosfere sahip. Çin’deki imparatorluğun Yasak Şehri gibi burada da İmparator Nguyen sülalesinin ve ailesinin yaşadığı, sıradan halka yasak olan oldukça büyük ve etkileyici bir ‘Yasak Şehir’ bulunuyor. Ayrıca kudretli İmparatorların mezarları da burada ve koruma altında. Şehrin günümüzdeki simgesi de olan ‘Thien Mu Pagoda’ bölgenin en çok görülmesi gereken yerlerinden. Şansınız varsa genç rahip adayları monkların eğitim ve ayinlerini de Pagodaları gezerken görebiliyorsunuz. Hue insanları hala, eski imparatorluk başkentine sahip olmalarından dolayı gurur duyuyor.
Thien Mu Pagoda, Vietnam’ın eski başkenti Hue içinde bulunan en uzun Pagoda kulesi. Parfüm Nehri manzaralı bu yapı, eski imparatorluğun gayri resmi sembollerinden biri. Tapınak, Nguyen yönetimi sırasında 1601 yılında inşa edilmiş. İlk tapınak, çok sade inşa edilmiş ama zamanla genişletilerek tasarımı geliştirilmiş.

Sokaklar bizi bekliyor. Hue, parfüm nehrinin esintileri arasında bizi kabul ediyor. Nehir, Hue şehrini ikiye bölüyor, adı eskiden güzel kokmasından geliyormuş. Kokulu ginseng çiçekleri arasından geçerken, çiçeklerin kokusunu alan nehre bu isim verilmiş. Ama artık ne geniş ve bol kokulu çiçek tarlaları kalmış ve ne de nehrin güzel kokusu.
Önce imparatorluk merkezi olan Yasak Şehri görmek için nehri geçiyoruz ve nehrin hemen diğer yanındaki azametli kaleye doğru ilerliyoruz. Kapıdaki bilet gişesinde girişin 300.000 Dong=15 $ olduğunu görünce “Oha be!” deyip geri dönmek zorunda kalıyoruz, çünkü yanımızda yeterince Vietnam Dong’u yok.
Akşam, Hue şehrine yavaş yavaş çökerken şehrin sokaklarında kayboluyoruz. Bir sokakta outdoor malzemeleri satan yan yana birkaç dükkâna rastlayınca bakınıyoruz hemen. North Star, Jack Wolfskin gibi ünlü markalar üretimlerini Vietnam’da yaptıkları için sıkça kullandığımız sırt çantası, yürüyüş pantolonu, mont, şapka, ayakkabı gibi malzemeler çok uygun fiyatlara satılıyor. Benim de birkaç yıl önce Tayland’dan aldığım sırt çantam, birkaç yerinden parçalanmaya başladığı için 55 lt’lik bir çanta beğenip 7 $’a (evet sadece 7) bir çantayla, 1 $’a birer şapka alıyoruz.

Acıkınca sokak satıcılarından ünlü Vietnam sandviçlerinden yiyoruz. Geceyi Hue’nun sokaklarında o bardan bu bara gezerek bitiriyoruz. Sabah Yasak Şehri görmeye gideceğim. Ercan ‘ben gelmeyeceğim’ diyor, pek sevmez böyle yerleri. Akşamüstü buluşmak üzere sözleşiyoruz.
Sabah zamanı daha fazla harcamadan çıkıp Parfüm Nehrini geçip Yasak Şehre doğru yürüyorum. Köprü üstünde yerel giysileriyle bir çift evlilik öncesi fotoğraflarını çektiriyorlar. Nehri geçip Yasak Şehre giriş biletini alıyorum.

İmparatorun annesi büyük kraliçenin (sadece onun) ibadet ettiği bir Budist Tapınağı gezerken birkaç fotoğrafımı çeken İngilizce bilmez 40’lı yaşlardaki bir Vietnamlı abla, yanındaki yeğeni vasıtasıyla ‘bakkaldan ekmek alır gibi’ dest-i izdivacıma talip olduğunu söylüyor! Küçük kıza ‘sen söyle teyzene, kendisine teşekkür ederim ama ben zaten evliyim’ diyorum. Teyze üzülüyor ama herhalde aşkımızın anısı olarak birlikte son bir fotoğraf çektirmek istiyor, onu kırmıyorum.
Yasak şehir, önce Fransız sonra da Amerikalılarla yapılan savaşlarda tamamen tahrip olduktan sonra yakın zamanlarda restore edilmiş. Saatler sonra Yasak Şehir’den çıkarken, aslında burada daha saatler geçirebileceğimi düşünüyorum. Otele doğru dönerken bir dört yol kavşağında rastlaşıyoruz Ercan abiyle, sokak fotoğrafları çekiyor. Otelin hemen yanındaki Hint restoranına niyetleniyoruz önce ama menüdeki fiyatları görünce vazgeçip hemen yanındaki restorana giriyoruz. Fiyatlar çok uygun. Hele bira fiyatı burada nasıl oluyorsa market fiyatının da altında. Bunu değerlendiriyoruz tabi. Yemek sonrası yeniden Hue sokaklarına vuruyoruz kendimizi.

Sabah burada hep olduğu gibi Hoi An otobüsü için bir araç gelip bizi alıyor ve bir yere götürüp bırakıyor. (Hue-Hoi An Otobüs Kişi başı 200.000 Dong=10 $) Burada epeyce turist var. Yarım saatten fazla bekliyoruz ama bir sorun olduğu ortada. Birileri gelip birilerini alıp gidiyor ama Hoi An için bekleyenler beklemeye devam ediyor. Sonunda bir araç gelip bizi terminale götürüyor. Bir yataklı otobüse bindiriliyoruz ama şoför ve yardımcıları çok kaba saba davranıyor ve hepimizi aracın arkalarına doğru gönderiyorlar. Bu yataklı otobüslere Güney Amerika’da da rastlamıştım, bu bölgede de çok yaygın. Normal bildiğimiz koltuk yerine burada ayaklarınızı içine sokup uzanabileceğiniz yerler var sadece. Rahat gibi görünse de eğer bizim gibi gündüz seyahati yapıyorsanız ve etrafı seyretmek istiyorsanız hava alırsınız çünkü otobüsün dizaynı buna izin vermiyor, yatmak zorundasınız. Hele benim gibi irikıyım biriyseniz, ayaklarınızı uzattığınız yere sığamazsanız tam bir eziyet halini alıyor.

Biraz bekliyoruz ama aracın hiç kalkacak gibi bir hali yok. 15 dakika, yarım saat… Hiç hareket yok. Arada bir gelen muavin çocuk yeni yolculara yer gösteriyor. Biraz sonra gelen ve sonradan bir turizm acentesinin adamı olduğunu anladığımız bir Vietnamlı arka 5’lideki yerin kendi müşterilerine ait olduğunu ve kalkmamız gerektiğini söylüyor. Sert bir dille buraya önce bizim geldiğimizi, bilet verilmediği için yerimizden kalkmayacağımızı söylüyorum. Yer numarası mı istiyorsun deyip kayboluyor oğlan, 5 dakika sonra yeniden yanımızda bitiyor. Elinde arka 5li koltuğun numaraları yazılı bir bilet. “Kalkın” diyor. “Kalkmam” diyorum, “git polis çağır…” Bu birçok ülkede genellikle sihirli cümledir, polis her yerde caydırıcı olur. Ama oğlan elimi görüp üstüne bir de arttırıyor. “Tamam, polis getiriyorum…” Gidiyor. Tırsıyorum biraz tabi. Polis müdürlüğünde ya da Vietnam hükumetinde dayım amcam falan yok, “E birader sen de neyine güveniyorsun?” derseniz, oralarda turist olarak biraz forsu var yabancıların. Ona güveniyorum.

Bir 10 dakika daha geçiyor. Beklediğim polisler yerine acentedeki oğlanın Alman turistleri geliyor. Arka 5’lideki tek boş yere yani yanıma irikıyım bir Alman yerleşiyor, diğerleri otobüse dağılıyor, bize de bir daha kalk falan diyen olmuyor. İrikıyım da o sıkışık koltuğa ancak yarım saat dayanıyor, sonra bilmem nereye çekip gidiyor, biraz daha rahat yayılıyoruz.
Hoi An otobüsümüz planlanandan yaklaşık 2 saat kadar sonra nihayet hareket etmeye karar verdi.
Neyse buna da şükür demeli tabi. 5 saat sonra Da Nang şehrinin hemen kenarından geçerek kısa süre sonra Hoi An’a ulaşıyoruz.

(kaynak: sanalbasin.com )

Başbakan Binali Yıldırım ile Vietnam Başbakanı Nguyen Xuan Phuc, heyetlerarası görüşmeye başkanlık etti. Yıldırım, çok geniş katılımlı bir heyetle ülkeye geldiklerini, iş aleminden katılımcıların olduğunu ifade etti.

Başbakan Binali Yıldırım ile Vietnam Başbakanı Nguyen Xuan Phuc

Başbakan Binali Yıldırım, Başbakanlık Binası’ndaki görüşmede yaptığı konuşmada, şahsına ve heyetine gösterilen yakın ilgiden dolayı muhatabına teşekkürlerini iletti.

Vietnam halkının ülkesini savunma konusunda gösterdiği kahramanlık mücadelesinin Türk halkı tarafından çok iyi bilindiğini ve takdir edildiğini belirten Yıldırım, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 1978 yılında tesis edildiğini anımsattı.

“Türkiye olarak Vietnam’ı Güneydoğu Asya bölgesinde güçlü ve güvenilir bir ortak olarak görüyoruz.

İlişkilerin o günden bu yana dostluk ve saygı esasına göre sürdüğünü anlatan Yıldırım, “Türkiye olarak Vietnam’ı Güneydoğu Asya bölgesinde güçlü ve güvenilir bir ortak olarak görüyoruz. Nüfus itibarıyla birbirine benzer iki ülke arasında muazzam bir iş birliği için iyi bir fırsat var. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak ve ilişkilerimizi daha da ileriye taşımak için her türlü şartın uygun olduğunu sizlerle paylaşmak isterim.” diye konuştu.

Başbakan Binali Yıldırım ile Vietnam Meclis Başkanı Nguyen Thi Kim Ngan

Çok geniş katılımlı bir heyetle ülkeye geldiklerini, iş aleminden katılımcıların olduğunu ifade eden Yıldırım, gerek Vietnam’da gerekse Türkiye’deki iş aleminin bir araya gelerek muhtemel iş birliği imkanlarını değerlendireceklerini söyledi.

Yıldırım, yapacakları temasların, yıldan yıla gelişmekte olan ilişkilerin çok daha ileri seviyeye taşınmasına katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.

Başbakan Binali Yıldırım Vietnam’da

(kaynak: yenisafak)

VTBAMBU Ürünler;

VT DIŞ TİCARET LTD. Türkiye – Vietnam arasında ticaret ilişkilerinde katkıda bulunmaya devam etmektedir, 20 yılı aşan ticari faaliyetlerinin sonucunda sahip olduğumuz bilgi ve tecrübeyi, siz değerli müşterilerine tescili markası VTBAMBU ile paylaşmaktan gurur duyar.

Ürünlerimiz Vietnam’da %100 yerli %100 el yapımıyla üretilip olup, dekoratif ve ev eşyalı olarak kullanımınıza sunmaktadır.

Bambudan yapılan ürünler olmasında dolayı nem, sıcaklık, yağmur durumlarına karşı oldukça dayanıklıdır, ayrıca iç ve dış mekanlar için de uygun kullanmaktadır. Kullanımına rahatlık sağlayacak ve kolaylıkla temizlenebilir.

VTBAMBU;

1/ Verdiğiniz ölçü, örnek, şekillere göre üretim yapılabilir,

2/ Kapınıza kadar ürün teslim yapılır, en kısa zamanda teslim yapılmaya önem vermekteyiz,

3/ Miktarlı alımlarında en uygun fiyat verilmektedir,

4/ Ekonomik, hızlı ve güvenilir hizmet sunmak,

5/ Tecrübeli, güler yüzü çalışanlarımız ila size en iyi hizmet vermek için mağazamızda beklemekteyiz.

VTBAMBU;

     Adres: 362B SÜMER MAHALLESİ ZÜBEYDE HANIM CAD. ZEYTİNBURNU/ ISTANBUL

     Tel: 0212 458 4746

     Emailinfo@vtbambu.com

     Canlı Destek 01: 0534 788 4966 (Jin Bey)

    Canlı Destek 02:  0533 033 03 54 (Savas Bey)

>> daha fazlası: VTBAMBU Website

Vietnam Savaşı, Kuzey Vietnam, Güney Vietnam ve Amerika Birleşik Devletleri arasında yaşanan; her savaşta olduğu gibi yine birçok askerin yaşamını kaybettiği büyük bir savaştır…

Savaşın sonucunda Vietnam 1,5 milyon yurttaşını ve kendi topraklarının da neredeyse üçte birini kaybetmiştir. Amerikalılar ise ardında 58 bin ölü bırakmış; ve savaştan sonra ülkelerine dönen askerlerin büyük bir kısmı da intihar ederek yaşamına son vermiştir.

Filmlere kitaplara konu edilen böylesine büyük bir savaş hakkında hala bilmediklerimiz olabilir mi? Elbette olabilir, işte sizin için derlediğimiz Vietnam Savaşı’nın çok bilinmeyen bazı gerçekleri.

1. Vietnam Savaşı ifadesi olaya Amerikan gözüyle bakarsanız doğru, Vietnamlılar bu savaşa “Amerika’ya karşı direniş savaşı” diyor ki bu daha doğru sanki.

2. Savaş sırasında bir keskin nişancı 3 gün boyunca 2000 metre yolu sürünerek kat ediyor, tek atışla bir generali öldürdükten sonra aynı yolu sürünerek geri dönüyor.

3. Vietnam Savaşı’na dair en çarpıcı fotoğraflardan biri olan bu infaz fotoğrafındaki infazcı Nguyen Ngoc Loan savaş sonrasında Virginia’da bir pizzacı açıp yaşamına devam ediyor.

4. Savaşta kullanmak için Amerikan ordusu 5 bin savaş köpeğini işe alıyor.

5. Askerler zorlu savaş şartlarından biraz olsun kurtulmak amacıyla kafayı bulmak için her gün az miktarda C4 patlayıcı yiyorlar.

6. Başkan Jimmy Carter, başkanlığının ikinci gününde tüm Vietnam Savaşı asker kaçakları için af çıkarıyor.

7. 1964 yılından 1973 yılına kadar Amerikan uçakları Laos üzerine 2 milyon ton bomba bırakıyor, bu uçaklara 9 yıl boyunca her 8 dakikada bir bomba yüklenmesi demek.

8. Savaş sonrasında Amerikan uçaklarının binlerce harici yakıt deposu Vietnamlı çiftçiler tarafından bot ve kano olarak kullanılıyor.

9. My Lai katliamı sırasında 70-80 sivili bir çukura doldurup katleden Amerikalı teğmen, başkan Richard Nixon tarafından affedilmiştir.

10. Vietnam savaşı sırasında ateşkes görüşmelerini yürüten Le Duc Tho 1973 yılında kendisine verilen Nobel Barış Ödülünü barışın sağlanmadığını gerekçe gösterip gönüllü olarak reddeden ilk ve tek kişidir.

11. Vietnam savaşı sırasında, 1966-69 yılları arasında Amerikan Ordusu askerlerine, savaşın etkileriyle başa çıkmalarını kolaylaştırsın diye steroid ve ağrı kesiciler vermiştir, 225 milyon tablet uyarıcı kullanılmıştır.

12. Körfez savaşının her Amerikalıya maliyeti; 306 dolar, Kore Savaşının maliyeti; 2.266 dolar, İkinci Dünya Savaşı’nın maliyeti; 20.388 dolar iken Vietnam savaşı her Amerikan vatandaşına 2.204 dolara mal olmuştur.

Bonus – ABD ordusunun arşivlerinde askerlerin beynini yıkamak için kullanılan “Mere Gook Rule”, yani “sadece bir Gook kuralı”na rastlanmıştır.


Gook, o dönemde Vietnamlıları aşağılamak için ABD’li askerlerce uydurulan bir argo tabirdir, yani böyle “alt-tarafı bir Vietnamlı” diye diye, askerlere Vietnamlı sivilleri öldürdükçe bunu fazla umursamaması aşılanmaya çalışılmıştır.

(Kaynak: listelist.com)

>>daha fazlası:  Bir Kuğu Gibiydi