Kuzey-Batı Vietnam’da, Hanoi’den 8-9 saat tren, sonrasında da 1 saat minibüs yolculuğu ile ulaşılan, Çin sınırındaki muhteşem kasaba. Güler yüzlü, misafirperver, son derece insancıl H’mong ve Dzao yerlileri ile tanışabileceğiniz Sapa’da yapacak çok şey var. İlk izlenimim Cunda Adasının dingin, huzur veren haline çok benzediğini fark etmem oldu. Sapa’da özellikle çevredeki sayısız yürüyüş rotasını, yerel kıyafetleri içindeki H’mong ve Dzao kadınları ile yapabilirsiniz. H’mong’lar yürüyüş boyunca bir yandan, iplik eğirip bir yandan da el yapımı çanta, kıyafet ve takıları gösterip, tanıtıp, almanız için sohbet ediyorlar. “Buy from me” (Benden satın al) en çok duyacağınız cümle. Hiç yırtıcı ve ısrarcı olmadan, o kadar güzel bakarak söylüyorlar ki almamak mümkün değil. Zaten Vietnam’dan hediyelik almayı düşünüyorsanız bence bütün alışverişinizi Sapa’daki H’mong ya da Dzao’lardan yapın. Otlardan, çiçeklerden yaptıkları küçük takıları birden bire boynunuza takıveriyorlar. Yol boyu bizimle yürüyen kadınlara “Erkekleriniz nerede?” diye sorduk. Erkekler tarla, tamirat işleriyle uğraşırken, kadınlar İngilizce öğrenip turistlere eşlik ediyormuş.

sapa (1)

Vietnam Devleti, buraya bir nevi özerklik vermiş. Azınlıklar devletin verdiği toprakları ekip biçip ürettiklerini kendi ihtiyaçları için kullanıyorlar. Sapa’da kalmak için çok alternatif var. Uygun fiyatlı otelleri veya H’mong ya da Dzao yerlileriyle -onların zorlu şartlarına razı olarak- evlerde kalınabilir. Lao Chi köyü en güzeliydi. Yol boyu dere kenarlarından geçiliyor. Pıtrak gibi bitmiş reyhanlar her yerde. “Cat Cat” köyü bir başka yerleşke, vadinin en dibinde olduğundan yürüyerek inerseniz ve dönmek için nefesiniz yetmezse, 2$’a bir Vietnamlının mobiletinin arkasında Sapa’ya geri gelebilirsiniz.

Sapa (2)

Vietnam’ın her yerinde olduğu gibi Sapa’da da bir çok masaj salonu var. Bacak ve ayaklara uygulanan masaj, Vücut masajı ise Vietnam tekniğiymiş. Sapa’nın içinde bir de semt pazarı var ki, evlere şenlik. Et bölümünde kesilmiş köpekleri, yılanları askıda görünce şaşırmamak elde değil. Vietnamlılarla yaptığımız sohbette neden köpek yediklerini sorunca alınan cevap şaşırtmıyor tabii: “Herkes yiyebilecek nesi varsa onu yiyor!” Sapa harika doğal güzelliklerinin yanında, aydınlık, uygar, kendini turizme ve turistlere rağmen korumayı başarmış, örnek alınacak bir kasaba, özellikle o minyon, güler yüzlü yerlileriyle birlikte.

Kaynak: http://cuneytgoksu.blogspot.com.tr/