Ho Chi Minh City eski adıyla Saigon, Vietnam’ın en büyük kenti. Adını, ülkeyi bağımsızlığa kavuşturan ünlü lider Ho Chi Minh’den alıyor. Önce Fransızların, ardından Amerikalıların egemenliği altına giren kent, 1975’e kadar Amerikalıların desteklediği Güney Vietnamlıların merkezi olmuş. Kuzey-Güney birleşmesinden sonra da adı ‘ışık saçan’ anlamına gelen ‘Ho Chi Minh’ olarak değiştirilmiş.

Hazırlayan / İsmail Ragıp GEÇMEN

Ho Chi Minh City otobüs terminaline aksam 19.20 gibi giriyor otobüsümüz. Hemen yanda belediye otobüslerini görünce o tarafa yöneliyoruz. Dün akşamdan bulduğumuz otelin adresini gösterince önce Kymerce ‘bu otobüs oraya gitmez hemşerim’ diyor şoför. Tarzancadan biraz anlarım, yardımsever şoför, kendi otobüsüne binmemizi, aktarma yaparak gidebileceğimizi söylüyor.
Yaklaşık 1 saat kadar bütün şehri dolaştıktan sonra otobüsümüz gide gide havaalanına gelmez mi? Bizim de sabahki uçağımız için en uygun yer havaalanı yakınında bir yerdi zaten.
Ho Chi Minh City ya da İngilizlerin verdiği hala da kullanılan adıyla Saigon, 8 yıl önceye göre oldukça değişmiş ve gelişmiş. Işıklandırılan geniş caddeleri, Avrupa’yı aratmayan yabancı markalı mağazaları ile Saigon beni üzüyor, eski haliyle daha çekici ve güzeldi. Dünya giderek daha çok birbirinin benzeri şehirlerle doluyor, oysa güzel olan farklılıklar. Her yerde aynı şeyi görecekse, insan niye başka bir yere gitsin ki?

Saigon Havaalanı, İstanbul Atatürk ya da Manila Havaalanı gibi şehrin ortasında kalmış bir alan. Bu nedenle de etrafta çok sayıda otel, pansiyon, hostel var. Yemek sonrası Saigon’a gece çökerken klimanın serinlettiğini umduğumuz hosteldeki odamıza dönerek bizi çağıran uykuya teslim oluyoruz. Gün, sokaktan gelen satıcıların çoktan güne başlamış sesleri ile başlıyor. Gecikmeden havaalanına yürüyoruz.
Uçağa bindik ki, acil çıkıştaki yerimiz sıkışık, rahatsız, penceresiz ve arkaya yatmayan koltuklardan çıkmasın mı? Koltuklarda yer yer boşluk var. Gözüme bir yeri kestirdim. En sevimli halimi takınıp hostes ablaya, oturduğum yeri gösterip çok dar olduğu için acaba şuraya oturabilir miydim? “Koltuğun sahibi gelmezse tabi” dedi güler yüzlü çekik gözlü hostesim. Sonra ‘Anna’ geldi oturdu o koltuğa. Hostes kız beni göstererek Viet dilinde bir şey dedi, Anna bana bakıp Vietce gülerek kalktı yan koltuğa geçti, ben İngilizce teşekkür edip Vietce güldüm. Sıcacık gülümsemesiyle Anna, 27 yaşında, 8 yaşında bir oğlu olan, İngilizcesi benden kötü fakat yüreği şahane bir güzel Viet kızı. Anna, bir yemek şirketinde çalışıyormuş ve ailesini görmeye Hue’ye gidiyormuş.


HUE, VİETNAM

Hue Havaalanı’nda belediye otobüsünü bir yarım saat kadar bekledikten sonra 20.000 Dong’a (=1 $) Hue merkezine kadar geliyoruz. Hava güneye göre oldukça serin ve harika bir bahar havası var. Üstelik nem de yok. Baktığımız hostel 7 $ ve merkezde.
Hosteli buluyoruz, her zamanki gibi oda yine Ercan’ın kontrolünden geçecek önce. Gidip odaya bakıyor, oda 4. Katta, asansör yok ve duvara bakıyormuş. Başka boş oda yok. Resepsiyon yerine geçen küçük deskin hemen arkasındaki görevli kızlar yardımcı oluyor, burada internetin wi-fi şifresini verip, birlikte başka hostellere, otellere falan bakıyoruz. Sonunda epey yakında başka bir yer bulup kızlara teşekkür ederek ayrılıyoruz.
İmparatorluk Vietnam’ının 1802 ila 1945 arasında başkenti olan Hue kenti, ‘Perfüme’ (parfüm) nehrinin hemen yanında büyülü bir atmosfere sahip. Çin’deki imparatorluğun Yasak Şehri gibi burada da İmparator Nguyen sülalesinin ve ailesinin yaşadığı, sıradan halka yasak olan oldukça büyük ve etkileyici bir ‘Yasak Şehir’ bulunuyor. Ayrıca kudretli İmparatorların mezarları da burada ve koruma altında. Şehrin günümüzdeki simgesi de olan ‘Thien Mu Pagoda’ bölgenin en çok görülmesi gereken yerlerinden. Şansınız varsa genç rahip adayları monkların eğitim ve ayinlerini de Pagodaları gezerken görebiliyorsunuz. Hue insanları hala, eski imparatorluk başkentine sahip olmalarından dolayı gurur duyuyor.
Thien Mu Pagoda, Vietnam’ın eski başkenti Hue içinde bulunan en uzun Pagoda kulesi. Parfüm Nehri manzaralı bu yapı, eski imparatorluğun gayri resmi sembollerinden biri. Tapınak, Nguyen yönetimi sırasında 1601 yılında inşa edilmiş. İlk tapınak, çok sade inşa edilmiş ama zamanla genişletilerek tasarımı geliştirilmiş.

Sokaklar bizi bekliyor. Hue, parfüm nehrinin esintileri arasında bizi kabul ediyor. Nehir, Hue şehrini ikiye bölüyor, adı eskiden güzel kokmasından geliyormuş. Kokulu ginseng çiçekleri arasından geçerken, çiçeklerin kokusunu alan nehre bu isim verilmiş. Ama artık ne geniş ve bol kokulu çiçek tarlaları kalmış ve ne de nehrin güzel kokusu.
Önce imparatorluk merkezi olan Yasak Şehri görmek için nehri geçiyoruz ve nehrin hemen diğer yanındaki azametli kaleye doğru ilerliyoruz. Kapıdaki bilet gişesinde girişin 300.000 Dong=15 $ olduğunu görünce “Oha be!” deyip geri dönmek zorunda kalıyoruz, çünkü yanımızda yeterince Vietnam Dong’u yok.
Akşam, Hue şehrine yavaş yavaş çökerken şehrin sokaklarında kayboluyoruz. Bir sokakta outdoor malzemeleri satan yan yana birkaç dükkâna rastlayınca bakınıyoruz hemen. North Star, Jack Wolfskin gibi ünlü markalar üretimlerini Vietnam’da yaptıkları için sıkça kullandığımız sırt çantası, yürüyüş pantolonu, mont, şapka, ayakkabı gibi malzemeler çok uygun fiyatlara satılıyor. Benim de birkaç yıl önce Tayland’dan aldığım sırt çantam, birkaç yerinden parçalanmaya başladığı için 55 lt’lik bir çanta beğenip 7 $’a (evet sadece 7) bir çantayla, 1 $’a birer şapka alıyoruz.

Acıkınca sokak satıcılarından ünlü Vietnam sandviçlerinden yiyoruz. Geceyi Hue’nun sokaklarında o bardan bu bara gezerek bitiriyoruz. Sabah Yasak Şehri görmeye gideceğim. Ercan ‘ben gelmeyeceğim’ diyor, pek sevmez böyle yerleri. Akşamüstü buluşmak üzere sözleşiyoruz.
Sabah zamanı daha fazla harcamadan çıkıp Parfüm Nehrini geçip Yasak Şehre doğru yürüyorum. Köprü üstünde yerel giysileriyle bir çift evlilik öncesi fotoğraflarını çektiriyorlar. Nehri geçip Yasak Şehre giriş biletini alıyorum.

İmparatorun annesi büyük kraliçenin (sadece onun) ibadet ettiği bir Budist Tapınağı gezerken birkaç fotoğrafımı çeken İngilizce bilmez 40’lı yaşlardaki bir Vietnamlı abla, yanındaki yeğeni vasıtasıyla ‘bakkaldan ekmek alır gibi’ dest-i izdivacıma talip olduğunu söylüyor! Küçük kıza ‘sen söyle teyzene, kendisine teşekkür ederim ama ben zaten evliyim’ diyorum. Teyze üzülüyor ama herhalde aşkımızın anısı olarak birlikte son bir fotoğraf çektirmek istiyor, onu kırmıyorum.
Yasak şehir, önce Fransız sonra da Amerikalılarla yapılan savaşlarda tamamen tahrip olduktan sonra yakın zamanlarda restore edilmiş. Saatler sonra Yasak Şehir’den çıkarken, aslında burada daha saatler geçirebileceğimi düşünüyorum. Otele doğru dönerken bir dört yol kavşağında rastlaşıyoruz Ercan abiyle, sokak fotoğrafları çekiyor. Otelin hemen yanındaki Hint restoranına niyetleniyoruz önce ama menüdeki fiyatları görünce vazgeçip hemen yanındaki restorana giriyoruz. Fiyatlar çok uygun. Hele bira fiyatı burada nasıl oluyorsa market fiyatının da altında. Bunu değerlendiriyoruz tabi. Yemek sonrası yeniden Hue sokaklarına vuruyoruz kendimizi.

Sabah burada hep olduğu gibi Hoi An otobüsü için bir araç gelip bizi alıyor ve bir yere götürüp bırakıyor. (Hue-Hoi An Otobüs Kişi başı 200.000 Dong=10 $) Burada epeyce turist var. Yarım saatten fazla bekliyoruz ama bir sorun olduğu ortada. Birileri gelip birilerini alıp gidiyor ama Hoi An için bekleyenler beklemeye devam ediyor. Sonunda bir araç gelip bizi terminale götürüyor. Bir yataklı otobüse bindiriliyoruz ama şoför ve yardımcıları çok kaba saba davranıyor ve hepimizi aracın arkalarına doğru gönderiyorlar. Bu yataklı otobüslere Güney Amerika’da da rastlamıştım, bu bölgede de çok yaygın. Normal bildiğimiz koltuk yerine burada ayaklarınızı içine sokup uzanabileceğiniz yerler var sadece. Rahat gibi görünse de eğer bizim gibi gündüz seyahati yapıyorsanız ve etrafı seyretmek istiyorsanız hava alırsınız çünkü otobüsün dizaynı buna izin vermiyor, yatmak zorundasınız. Hele benim gibi irikıyım biriyseniz, ayaklarınızı uzattığınız yere sığamazsanız tam bir eziyet halini alıyor.

Biraz bekliyoruz ama aracın hiç kalkacak gibi bir hali yok. 15 dakika, yarım saat… Hiç hareket yok. Arada bir gelen muavin çocuk yeni yolculara yer gösteriyor. Biraz sonra gelen ve sonradan bir turizm acentesinin adamı olduğunu anladığımız bir Vietnamlı arka 5’lideki yerin kendi müşterilerine ait olduğunu ve kalkmamız gerektiğini söylüyor. Sert bir dille buraya önce bizim geldiğimizi, bilet verilmediği için yerimizden kalkmayacağımızı söylüyorum. Yer numarası mı istiyorsun deyip kayboluyor oğlan, 5 dakika sonra yeniden yanımızda bitiyor. Elinde arka 5li koltuğun numaraları yazılı bir bilet. “Kalkın” diyor. “Kalkmam” diyorum, “git polis çağır…” Bu birçok ülkede genellikle sihirli cümledir, polis her yerde caydırıcı olur. Ama oğlan elimi görüp üstüne bir de arttırıyor. “Tamam, polis getiriyorum…” Gidiyor. Tırsıyorum biraz tabi. Polis müdürlüğünde ya da Vietnam hükumetinde dayım amcam falan yok, “E birader sen de neyine güveniyorsun?” derseniz, oralarda turist olarak biraz forsu var yabancıların. Ona güveniyorum.

Bir 10 dakika daha geçiyor. Beklediğim polisler yerine acentedeki oğlanın Alman turistleri geliyor. Arka 5’lideki tek boş yere yani yanıma irikıyım bir Alman yerleşiyor, diğerleri otobüse dağılıyor, bize de bir daha kalk falan diyen olmuyor. İrikıyım da o sıkışık koltuğa ancak yarım saat dayanıyor, sonra bilmem nereye çekip gidiyor, biraz daha rahat yayılıyoruz.
Hoi An otobüsümüz planlanandan yaklaşık 2 saat kadar sonra nihayet hareket etmeye karar verdi.
Neyse buna da şükür demeli tabi. 5 saat sonra Da Nang şehrinin hemen kenarından geçerek kısa süre sonra Hoi An’a ulaşıyoruz.

(kaynak: sanalbasin.com )

Haziran ayının başlarında mini bir Vietnam gezimiz olmuştu. Yazılacak ve yapılacak o kadar çok şey birikti ki ancak Vietnam’a gelebildi sıra. Vietnam’ın üzerine 20 kadar yer daha gezip, yaşadığım ülkeyi değiştirdim. Benim bu yazma hızımla onlara sıra zor geleceğe benziyor. Biz Vietnam’da Hanoi ve Ha Long Bay’i görebildik malesef sadece. Kısaca Vietnam hakkında bilgi vermem gerekirse yıllarca farklı devletlerin işgali altında kalmış ve ezilmiş bir ülke. Ülke o kadar çok işgal edilmiş ve farklı güçlerin eline geçmiş ki bugün bile ülkede komünizmin, sosyalizmin ve kapitalizmin etkisini aynı anda hissedebiliyorsunuz. Tüm yaşadıklarına ve yoksulluklarına rağmen Vietnam halkı mutlu, güleryüzlü ve misafirperverler. Para birimleri Dong ve 1 Türk lirası 6645 Dong. Bu nedenle paranızı Dong’a çevirdiğinizde elinizde bir tomar para oluyor 🙂 İnsana geçici mutluluk veren bir durum bu. Ülkenin başkenti bildiğiniz gibi Hanoi. Biz de Hanoi’de konakladık gezimizin büyük bir çoğunluğunda ve bu yazıda da size Hanoi Şehir Turu Ve Gezilecek Yerler hakkında bilgi vereceğim. O zaman başlayalım:

Hanoi Şehir Turu Ve Gezilecek Yerler

Hoan Kiem Gölü

Şehrin merkezinde yer alan ortasında minik bir adanın bulunduğu göl.

Eski Şehir Meydanı

Eski, birbirinin üzerine yığılmış gibi görünen binalarla kaplı bu meydan şehrin en hareketli caddesi.

Hoa Lo Hapishanesi

Vietnamlı siyasi mahkumların tutulduğu, gezerken insanın içini acıtan şu anda müze olarak sergilenen hapishane.

Edebiyat Tapınağı

Konfüçyüs için yapılan Edebiyat tapınağı aynı zamanda Konfüçyüs için yapılmış en eski tapınak olarak lanse ediliyor.

Saydığım tüm bu mekanları merak içerisinde gezdikten sonra biz rotamızı Ha Long Bay’e çevirdik. Onu ayrı bir yazı olarak anlatacağım. Vietnam’ı ziyaret edecekseniz 3 bin adacıktan oluşan sayısız mağaraya sahiplik yapan Ha Long Bay’i görmeden dönmeyin. Hanoi’yi mini minnacık tanıttım bu yazımda. Saydığım tüm yerler yakında ayrı konu başlıkları olarak burada yayında olacak. Çok zor denen Vietnam vizesini almak gerçekten zor mu, nasıl vize aldık gibi konuları merak ediyorsanız daha önce yazdığım Türkiye’den Başvurarak Vietnam Vizesi Almak yazım açıklayıcı olacaktır.

Vietnam’da neredeyse her hayvan, her taze sebze ve denizden ne çıkarsa yeniyor. Hatta kimi yemek size fazlaca cesur gelebilir. Kedi, köpek, kurbağa, porsuk ve daha niceleri gibi. Bu durum sadece lezzet tutkusundan kaynaklanmıyor. Özellikle Kuzey Vietnam, ABD’yle savaş sonrasında uzunca bir süre büyük bir kıtlık yaşamış. 2000’li yılların başına kadar Vietnam’da yaşayan çocukların üçte biri açlık sınırında yaşamış. Kıtlıkta hayatta kalma tecrübesi onları bütün kaynakları sonuna kadar kullanmaya mecbur etmiş. Bununla birlikte Vietnam’ı 1850 yılarında işgal eden ve 100 yıl burada kalan Fransızlar da Vietnam mutfağına ekmek ve kahve gibi katkılar yapmış. Şimdi gelelim bu ülkenin belli başlı sokak lezzetlerine.

GÜNÜN HER ANI DAVETKAR ‘BANH’

Banh aynı zamanda ekmek demek. Vietnam usulü sandviçler sokaklarda oldukça popüler. Günün her saatinde ‘Banh Mi’ arabalarından bu sandviçlerden alabilirsiniz. Ana proteini domuz, pate ya da sardalye olarak değişebiliyor.

Banh mi

KÖPEK, KURBAĞA, KEDİ, SALYANGOZ VE PORSUK

Vietnam’ın her yerinde değişik hayvan ürünlerine rastlayabilirsiniz. Hanoi’de ben kızarmış kurbağayı afiyetle yedim. Dokusu biraz kaygan da olsa gerçekten lezzetli. Yemek pazarlarında bol bol kurbağa da görmeniz mümkün. Yemeğe cesaret edemediğim tek et köpek etiydi. Halk kutlamalarda, sokaklarda yahni ve barbekü olarak köpek eti tüketiyor. İlla denemek isterseniz lokantalarda, köpek eti anlamına gelen ‘gia cay’ibaresini takip edin.

Thit Cay

ERİŞTE ÇORBALARININ EN GÜZELİ ‘BUN THANG’

Sadece başkent Hanoi’de bulabileceğiniz bu çorba sıcak tavuk suyunda, pirinç erişteleri ve kızarmış hamurla servis ediliyor. Çorbanın adı ‘bun thang’. Masaya önce sıcak tavuk suyunun içinde erişteler geldi. Sonra üstüne masadaki lahana turşularını ekledim. Tam yemeğe başlayacaktım ki bana “Dur” diye bağırdılar ve koşarak kızarmış hamurları getirdiler. Üstüne kızarmış hamurları ekleyince tavuk suyunu emdi.

Bun thang

ÇİKOLATA TADINDA KAHVE ‘CA PHE’

Vietnam kahvesini bir kez denedikten sonra kesinlikle hayranı olacaksınız. Bu ülkede kahve tarlaları kakao tarlalarına yakın olduğundan hafif çikolatamsı bir tadı var. Koyu kahveyi yoğunlaştırılmış sütün üstüne döküp karıştırarak servis ediyorlar. Hafif tatlı bu içecek hem enerji veriyor hem de serinletiyor.

Vietnam Kahve

KREPİN KRALI ‘BANH XEO’

Fransızların etkisinin bence en lezzetli sonucu banh xeo (Ban sio diye okunuyor). Yani Vietnam krebi. Her köşe başında büyük alevlerde bu sarımsı krep pişiriliyor. Vietnamca anlamı ‘cıslayan ekmek’. Cıslasın ya da cıslamasın ortaya çıkan krep hayatımda yediğim en lezzetli sokak yemeklerinden biri. Pirinç unu, su ve hint safranını soya filizleri ve taze karides parçaları ile çırptıktan sonra sıcak tavaya döküyorlar. Yanında marul, balık otu, taze nane getiriliyor.

Banh xeo

GELENEKSEL KAHVALTI ‘PHO’

Vietnam’da sokak yemekleri keşif turuna başlarken beni ilk şaşırtan sevdiğim erişte çorbası ‘pho’nun aslında Vietnam’da sadece sabahları yendiğini fark etmek oldu. Saatlerce kemik suyunda kaynatılmış ete pirinçten yapılmış erişte konuyor. Çorba, masaya getirildikten sonra içine ince dilimlenmiş ciğer parçaları ekleniyor. Ciğerler suyun sıcaklığında kendiliğinden pişiyor. Yanında zevkinize göre eklemeniz için nane ve benzeri taptaze otlar da getiriliyor. Acı sevenler için acı soslar zaten masaların daimi bekçileri.

Pho

PİLAV ÜSTÜ ‘COM TAM’

Vietnam’da tam damak zevkinize göre pilav üstü lezzetler bulabilirsiniz. Bunlardan en ilginçlerinden biri sokaklarda sıklıkla rastlayacağınız ‘com tam’. Küçültülmüş pirincin üstünde sosla pişirilmiş kaburga parçalarıyla servis ediliyor.

Com tam

SOKAK TURLARINA NASIL KATILIRSINIZ?

Bu değişik yemekleri tatmak istiyorsanız size seyahatiniz sırasında bir sokak yemeği turu ayarlamanızı öneririm. Saigon’da ‘Saigon Street Eats’in düzenlediği yemek turuna katıldım. Bu turlarda yemeklerin yapımı ve tarihi hakkında da bilgi edinebiliyorsunuz. ‘saigonstreeteats.com’ adresinden ulaşabilirsiniz. Hanoi’de de benzer bir yemek turu da Hanoi Street Foods tarafından veriliyor. (streetfoodtourshanoi.blogspot.com)

(Kaynak:hurriyet)
20 yıl boyunca dünyanın en korkunç savaşlarından birini yaşamış bir ülke Vietnam. Büyük bir direnişin ve özgürlüğün simgesi… Ülkenin adeta kalbi sayılan Saygon’da savaşın izlerini görmek hâlâ mümkün… Vietnamlılar bugün savaşın karanlık yüzüne inat rengarenk bir yaşam sürüyor.
Vietnam haritası

Adı savaşla anılan Vietnam’ı görmek için ülkeyi en iyi anlatan şehir Saygon’a, yani yeni adıyla Ho Chi Minh City’e gittik. Havalimanından çıkıp yaklaşık 8.5 milyon nüfuslu Saygon’a girdiğimizde yanıbaşımızdan vızır vızır geçen binlerce motosiklet başımızı döndürüyor. Caddelerde beş milyon motosiklet, bir o kadar da bisiklet var. Araba ise yok denecek kadar az. Nüfus yoğunluğundan dolayı ciddi bir trafik sorunu yaşandığından ulaşım için en kolay yol bu motosikletler. Az sayıdaki halk otobüsleri yoğun trafikte çok ağır hareket ettiği için binlerce kişi her gün evlerine ve işyerlerine gitmek için motosikleti tercih ediyor. Eğer bir arabadaysanız motosikletler sağınızdan, solunuzdan geçip arılar gibi sizi çevreliyor. İnsanlar motorların çıkardığı egzoz gazından korunmak için yüzlerinin tamamını saran maskeler takıyor.

Vietnam’ı dünyaya tanıtan olay ABD ile yaşadığı savaş. 1955’te başlayan savaşın bilançosu topraklarına yağdırılan 13 milyon ton bomba, 2 milyondan fazla ölü, kayıp ve sakat insanlar. Savaş belki uzun zaman önce bitti ancak acı izleri hâlâ duruyor. Kullanılan kimyasal silahlar yüzünden hastanelerde bugün bile sakat doğan çocuklara rastlanıyor. Görkemli yapıların önünde yer alan tank ve uçaklarla Saygon’un her köşesi kanlı tarihin izlerini taşıyor. Savaşın korkunç yüzünü görebileceğiniz yer ise Savaştan Kalanlar Müzesi. Bağımsızlık savaşının acı öyküsünün anlatıldığı müzede fotoğrafların rengi uçmuş. Duvarlar boyunca uzayıp giden sergilerdeki gerçek savaş cephesinden kalma görüntüler insanda şok etkisi yaratıyor. Ormanlık bölgelerde, tarlalarda ve hendeklerde çekilmiş bu fotoğraflar tüyler ürpertici. Aslan kafesi adı verilen işkence odaları Vietnamlıların yaşadıklarını daha iyi anlamamızı sağlıyor.

Vietnam Savaşı

 

YERİN ALTINDAKİ ŞEHİR
Vietnam’ın zorlu tarihine tanıklık eden yerlerden biri de Cu Chi (Kuçi) Tünelleri. Saygon’a 70 kilometre uzaklıkta yer alan tüneller, Fransız ve Amerikalılara karşı verilen savaşın kazanılmasında büyük rol oynamış. Yaşlı-genç bütün Vietnamlılar el ele vermiş, küçücük kazmalarla bıkıp usanmadan yerin altında 200 kilometre uzunluğunda adeta bir şehir inşa etmiş. Anlatılanlara göre savaş sırasında çok sayıda hamile kadın çocuklarını bu tünellerde dünyaya getirmiş. Tünellerin yüzlerce girişi ve her tünelin de birbiriyle bağlantısı var. Tünellerin girişi sadece Vietnamlıların girebileceği küçüklükte yapılmış. Kuçi’de savaş sırasında Vietnamlıların Amerikan askerlerine kurduğu tuzaklar da sergileniyor. Bu tuzakların çoğu Amerikalıların attıkları bombalar eritilerek yapılmış.

Cu Chi Tunel

BALIKÇILIK YAYGIN
Saygon’a bir saatlik mesafede yer alan Kangza ve Vam Sac bölgesinin Vietnamlılar için çok ayrı önemi var. Sık mangrov ağaçlarıyla kaplı olan bu bölge savaş sırasında Vietkong olarak bilinen savaşçıların sığınağı olmuş. Bir buçuk milyon nüfuslu Miytau şehrinde yer alan Kangza’ya ulaşmak için ülkeyi boydan boya kat eden Mekong Nehri üzerinde feribota biniyoruz. Mekong Deltası’nda çok sayıda küçük balıkçı köyü bulunuyor. Halkın büyük çoğunluğunun geçim kaynağı sadece balıkçılık. Çok dar olan kanallara geldiğimizde ise bu kez kanolarla devam ediyoruz. Yaklaşık bir saatlik yolculuktan sonra Kangza’ya ulaşıyoruz. Bugün turistler için bir cazibe merkezi olan Kangza’da bizi meraklı ve çekingen gözlerle süzen yüzlerce sevimli maymun karşılıyor. Kangza’dan ayrılıp, yine tekneyle Vam Sac’a doğru yola çıkıyoruz. Vietnamlılar savaş sırasında sık ormanlık sayesinde bu bölgede rahatlıkla saklanmış. Amerikalılar Vietkong’larla baş edemeyince çareyi kimyasal gaz kullanmakta bulmuş. 400 hektarlık ormanlık alan iki günde tamamen yok edilmiş. Vam Sac’a gelenleri, savaşı yaşayan Ving Vang Tam karşılıyor. 75 yaşındaki Tam, buradaki küçük kulübelerden birinde yaşıyor. Bir savaş gazisi olan Ving Vang Tam’ın o günleri anlatırken gözleri doluyor. Vietnam halkı son derece sıcak, güler yüzlü ve misafirperver bir toplum. Yıllar boyu acı çekmiş olmaları, şimdi barışa dört elle sarılmalarını sağlıyor. Ülkenin kurucusu, halkın ‘Ho Amca’ dediği Ho Chi Minh’e büyük bir bağlılıkları olsa da, temellerini onun attığı sosyalist yönetim son 10 yıldır büyük değişim içinde. Birçok sektörde dünyaya açık, üretim ve turizm yatırımları bakımından kısa zamanda çok olumlu gelişmeler kaydedilmiş. 1975’te sona eren savaş sonrası halkın ABD’lilere bakışı da değişmiş. Bugün Saygon’da çok sayıda Amerikan şirketi var. Ülkeyi ziyaret eden turistlerin çoğunu da Amerikalılar oluşturuyor.

Kangza Vietnam


YILANLARIYLA ÜNLÜ
Saygon ormanları yılanlarıyla ünlü. Birçok köylünün tarlada çalışırken yılanlar tarafından ısırılması sonucu bir yılan çiftliği kurulmuş. Burada kobradan anakondaya, pitondan su yılanına kadar binlerce tür besleniyor ve panzehir elde ediliyor. Yılanların ısırdığı hastalar buradaki hastanede tedavi ediliyor. Yılan çiftliği şehrin önemli bir cazibe merkezi. Turistik turlar sayesinde çiftlik büyük ilgi çekiyor. Vietnamlılar yılandan çok farklı şekillerde yararlanıyor. Yılanın hem içkisi yapılıyor, hem de yeniyor.

yılan çiftliği

 

HAYATIN KAYNAĞI SU VE PİRİNÇ
Ekonomisi tarıma dayalı Vietnam’da hayatın kaynağı su ve pirinç. İhraç ürünleri içinde pirinç ilk sırada yer alıyor. Şehri gezerken sık sık, konik şapkalarıyla uçsuz bucaksız pirinç tarlalarında çalışan insanlarla karşılaşıyoruz. Saygon’da restoranlarda yemek fiyatları çok ucuz. Eğer baharatlı Uzak Doğu mutfağına meraklıysanız mutlaka gitmenizi tavsiye ederiz. Ancak yemeklerin görünüşü size garip, kokusu da ağır gelebilir. Saygon’da görmeye değer yerlerin başında halkın Çalıng olarak adlandırdığı, Ben Thanh Market yani Büyük Pazar geliyor. Çalışanların büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu pazar, şehrin hiç şüphesiz en renkli yeri. Burası tam bir curcuna. Hasır şapkalardan çiçeklere, cam kavanozlar içindeki turşulardan, binbir çeşit baharata ve açıkta satılan etlere kadar her şey bu pazarda kendine bir tezgah bulmuş durumda.

Pirinç tarlası

ADIM ADIM SAYGON
Cu Chi Tünelleri: Fransız ve Amerikan işgallerine karşı inşa edilen tüneller savaş sırasında kullanılmış. 1945-1970 yılları arasında bu tüneller aracılığıyla 17 bin gerillanın yeraltına indiği söyleniyor. Tünellerde, mutfaktan banyoya bir evde bulunması gereken her şey var. Savaştan Kalanlar Müzesi: Öldürücü silahlardan ekipmanlara, fotoğraflardan belgesel filmlere Vietnam-ABD savaşının korkunç sonuçları sergileniyor. Savaşın acılarına tanıklık edebilirsiniz. Ho Chi Minh Müzesi: 1863 yılında gümrük evi olarak inşa edilen Ho Chi Minh’in evinde kişisel eşyaları sergileniyor. Notre Dame Katedrali: 1863 yılında Fransız işgali sırasında inşa edilen Katolik katedral, 1975’te restorasyondan geçirilmiş. Dam Sen Parkı: Muhteşem çeşmeler ve oyuncak hayvanlarla dolu akıl almaz bir park. Glam Lam Pagoda: 1744 yılından inşa edilmiş, şehrin en eski tapınağı. Pagoda’da Budist rahipler yaşamını sürdürüyor.

Saigon ( Saigon Notre-Dame Basilica)

 

(kaynak: internet)

 

 Hanoi – Halong – Hue – Hoian – Saigon – Mekong Delta
Duration: 10 gün/9 gece

Name of Group/Agent: VT TRAVEL PLUS
Contact person: Jin Jufy
Tour code: VTP03
Number of guests:
Start date:
End date:
Arrival flight:
Departure flight:
Date of proposal:
Feb 28th, 2017
Date of revised:
Proposed by:

ÖZEL TUR ÜCRETİ (Birim fiyat USD, kişi başı, Tek/Çift kişilik oda seçimine göre):

Otel Bilgisi/ Grup Bilgisi 2kişi 3-5kişi 6-9kişi 10-15kişi Tek kişilik
3* Otel 1,161 1,067 912 814 260
4* Otel 1,299 1,205 1,050 952 395
5* Otel 1,367 1,275 1,120 1,022 660

 

FİYATA DAHİL OLANLAR ve OLMAYAN:

Dahil Olan Dahil Olmayan
  • Konaklamada günlük kahvaltı
  • Özel komforlu klimalı araç ile hizmet edilecektir
  • Bölgesel İngilizce rehber
  • Gezilerde giriş ücretleri
  • Programa göre tekne turu
  • Turlarda mineral su
  • Programlara belirtildiği gibi yemekler
  • İç hat uçuşları (Hanoi – Hue, Danang – Saigon)
  • Uluslararası biletler
  • Seyahat sigortası
  • Festival ve ek etkinliklere katılma ücreti
  • Vietnam vize ücreti (US$25/kişi)
  • Güzergahta belirtilmeyen tüm yiyecek ve içecekler
  • Kişisel harcamalar ve bahşişler

 

KONAKLAMA YERLERİ (yada benzeri):

Location 3* Hotels 4* Hotels 5* Hotels
Hanoi La Dolce Vita Hotel

www.ladolcevita-hotel.com

Thang Long Opera Hotel

www.thanglongoperahotel.com

Melia Hanoi Hotel

www.melia.com

Halong Bay Oriental Sails

www.orientalsails.com

Bhaya Cruise

www.bhayacruises.com

Victory Star Cruise

www.victoryhalong.com

Hue Asia Hotel

www.asiahotel.com.vn

Eldora Hotel

www.eldorahotel.com

Indochine Palace Hotel

www.bwp-indochinepalace.com

Hoian Pho Hoi Resort

www.phohoiresort.com

Silk Boutique Hotel

www.hoiansilkhotel.com

Palm Garden Resort

www.palmgardenresort.com.vn

Saigon Lavender Boutique Hotel

www.lavenderhotel.com.vn

Bay Hotel

www.bayhotelhcm.com

Majestic Saigon Hotel

www.majesticsaigon.com

 

DRAFT ITINERARY:

1.      Gün Hanoi ye Varış
2.      Gün Hanoi Şehir Turu
3.      Gün Hanoi – Halong Bay – Gece Tekne de konaklama
4.      Gün Halong – Hanoi ‘den Hue ye Geçiş
5.      Gün Hue Şehir Turu
6.      Gün Hue – Danang – Hoian
7.      Gün Hoian’dan Saigon a Geçiş
8.      Gün Saigon
9.      Gün Saigon – Mekong Delta
10.  Gün Saigon Gidiş

 

GÜZERGAH DETAYI:
Gün 1: Hanoi ye Varış
Havaalanda rehberimiz sizi karşılayıp otel e götürülecektir. Check-in den sonra boş olacaksınız, ister eski şehirde yerel yaşamı keşfe çıkın.
Yemek dahil: Yok
Konaklama: Hanoi deki otel

Hanoi

Gün 2: Hanoi Şehir Turu (B, L)
Hanoi Turu ile devam ediyoruz, Ho Chi Minh müzesi dahil (dışarıdan bakış)), Başkanlık Palace, Ho’s evi, Tek Sütun Pagodası, Edebiyat Tapınağı, Vietnam’ın ilk Üniversitesi. Restorant da öğle yemeği.
Akşam programı: Ngoc Son Tapınağı ziyaret, Hoan Kiem Gölü. Yerli halkın yaşam tarzını keşfetmek için Eski Mahalle çevresinde bisiklet turuna katılacaksınız. Akşam geç saatlerinde ise Su Kuklası Şovu ve Vietnam geleneksel halk sanatı izlemeye şansı bulacaksınız.
Dahil yemekler: Kahvaltı, Öğle Yemeği
Konaklama: Hanoi’de otel

Hanoi city

Gün 3: Hanoi – Halong Bay (B, L, D)
Kahvaltıdan sonra, Ha Long Bay a hareket edecek, Halong’da tekne turuna katılıp binlerce ada ve mağaraları ziyaret edeceksiniz. Körfezin berrak ve zümrüt suları boyunca uzanan cam ve sampanlardaki yelken, gökyüzüyle harmanlanan muhtelem bir görüntü karşınıza çıkacak. Aynı zamanda yükselen kayalıkların altındaki gizli kaya deliklerini görme şansını bulacaksınız. Deniz mahsulleri ile öğle ve akşam yemeğini sizin için servis edilecektir. Teknede gece konaklanacak.
Dahil yemek: Kahvaltı, Öğle, Akşam yemeği
Konaklama: Tekne de konaklama

Halong Bay

Gün 4: Halong Bay – Hanoi – dan Hue ‘ ye geçecek (B)
Premium Paket: Körfezi keşfetmeye devam ediyoruz. Tekneden inince transfer aracı ile havaalanına gidip Hue’ye geçş yapılacak. Havaalanında rehber karşılayacak, otel e götürülecek.
Dahil yemek: Kahvaltı
Konaklama: Hue’de otel

Hue citadel

 

Gün 5: Hue Şehir Turu (B, L)
Kahvaltıdan sonra, Kraliyet Sarayı da içeren eski İmparatorluk Kalesinin kalıntılarını keşfedeceğiz. Ayrıca birçok sıkı oryantal coğrafya kurallarına uygun olarak inşa edilmiş bir bahçe evini ziyaret edeceğiz. Öğlenden sonra Tu Duc Mezarlığını ziyaret edeceğiz ayrıca konik şapkalar ve tütsü el sanatları köyünü ziyaret edilecektir. Thien Mu Pagodasından sonra Parfüm Nehrinde Ejder Teknesinde gün batımı izleyeceğiz.
Yemek: Kahvaltı, Öğle Yeme
Konaklama: Hue’de Otel

Hue City

Gün 6: Hue – Danang – Hoian (B, L)
Saat 8:30’da check-out yapıp Güneye Doğru hareket ediyoruz; Ulusal Otoyolun en doğal kıyı kesimlerinden yolumuza devam ediyoruz. En güzel sahillerinden biri Lang Co dan geçiyoruz, sonra Hai Van geçişinden geçiyoruz (başka bir adı ise Okyanus Bulutlarının Geçişi dir). Danang’ a vardığımız da Cham Müzesinde muhteşem Cham Heykellerin koleksiyonunu göreceğiz. Öğle yemeğinden sonra Hoian’a yola çıkacağız. Otel’ e giriş ve dinleneceğiz. Sizin Antik kent Hoian’ı keşfetmeniz için yeterli zaman olacaktır.
Yemek: Kahvaltı, Öğle Yemeği
Konaklama: Hoian’da otel

Da Nang city

Gün 7: Hoian – Danang – Saigon (B, L)
Bu sabah Hoian’dan ayrılıp Danang Havaalanına gidiyoruz, burdan Ho Chi Minh’e doğru uçacağız, Güney’in başkenti. Yerel bir restoranta gitmeden önce transfer aracı size otele bırakacaktır. Gün içerisinde ziyaret edilecek yerler: Birleşme Sarayı, Savaş Müzesi, Notre Dame Katedrali, Postane, Opera binası, Belediye Sarayı ve Ben Thanh pazarı.
Yemek: Kahvaltı, Öğle Yemeği
Konaklama: Saigon’da otel

Hoi An acient town

Gün 8: Saigon – Cao dai Temple & Cu Chi Tünel – Saigon (B, L)
Kahvaltıdan sonra, Telaşlı tapınak ve Cao Dai mezhebini – Budist, Taoizm, Konfüçyüsçülük, Hinduizm, Hıristiyanlık ve İslam gibi dünyanın en büyük dinlerinin olağanüstü karışımı olan tuhaf öğle saatlerini izlemek için batı yönünde Tay Ninh’e gidiyoruz. Saigon Nehri’ne 250 km geriye uzanan tünellerin karmaşık savaş sistemini ziyaret etmek ve Vietnam halkının nasıl yaşadığını, mücadele ettiğini ve savası nasıl kazandığını öğrenmek için Cu Chi’ye geçiyoruz. 60’lı yılların savaşı sırasında “Demir Üçgen” olarak bilinen Cu Chi hikayesi, mücadele, her şeye karşı kararlılık ve nihai zafer. Artık tünel turistler, tarihçiler ve Vietnam’ın askeri geçmişi ile ilgilenen kişiler için önemli bir ilgi alanıdır.
Yemek: Kahvaltı, Öğle Yemeği
Konaklama: Saigon’da otel

Cao Dai temple
Cu Chi Tunel

Gün 9: Saigon – Mekong Delta – Saigon (B, L, D)
Otelden alınıp Saigon’dan My Tho ya götürecekler.
Mekong Nehri boyunca ve balıkçı köyü yanısıra Dragon, Unicorn, Turle ve Phoenix 4 adasinda gezilecektir.
Mekong nehri geçerken küçük bir kanal boyunca tekne turu yapmaya devam ederek, Ben Tre ilinde (Hindistan cevizi köyü denilen) yerel halkın günlük yaşamını görmek için Vam Xep’I seçerek, Quoi’yi ziyaret ettiğimiz, Arı turizmi meşhur olan bir mekandır, aynı zamanda ballı çay tatacaksınız ve yerel halkı hindistancevizinden neler yapabildiklerini göreceksiniz.
Meyve bahçelerini ziyaret etmek için at arabaları alarak, mevsimlik tropikal meyvelerin tadını çıkarın ve yore sakinleri tarafından geleneksel müzik dinleyin.
Van Chua adında küçük kanallar boyunca küçük sampanlar alarak geze geze büyük tekneye dönüş yaparak, burdan hindistancevizi şekeri atölyesi için tekneden ayrılıp hindistancevizi köyünde bu özel tadımı tadabileceksiniz.
My Tho ya tekne ile dönülecek. Ordan Saigon a tekrar geçecek. Akşam Sai Gon nehrinde Indochina Junk’da akşam yemeği yenecek.
Yemek: Kahhvaltı, Öğle Yemeği, Akşam Yemeği
Konaklama: Saigon’da Otel

mekong delta
Saigon ( Saigon Notre-Dame Basilica)

 

Gün 10: Saigon dan çıkış (B)
Kahvaltıdan sonra, eve dönüş yolculuk için transfer araç otelden size alınacaktır.
Yemek: Kahvaltı

Ho Chi Minh terminal

*****İYİ GEZMELER DİLERİZ *****

Büyülü doğanın evi: Vietnam

Tay Ninh yakınındaki Cu Chi tünelleri de bunlardan biri. Yaklaşık 200 kilometre uzunluğundaki bu tüneller, Vietnam Savaşı‘nda gerillalar tarafından Amerikan askerlerine karşı savunma amaçlı kullanılmış. Kapadokya’daki yeraltı şehirlerini anımsatan tüneller, ufak tefek Vietnamlılara göre yapmılmış ve obez Amerikalıların sığması mümkün olmamış. Bir Amerikan tankı ve gerillaların hazırladığı akıl almaz bubi tuzakları da görecekleriniz arasında…

thanh pazarı
Thanh Pazarı geç saatlere kadar açık ve her türlü ürünü bulabileceğiniz bir yer

Vietnam Savaşı’nda, 3 milyon “40 bin Amerikalı orduda görev yapmış; 58 bini hayattını kaybetmiş. Bügün Washington D.C.’de yer alan Vietnam’ın ‘V’si şeklindeki antı, savaşta ölenlerin anısına inşa edilmiş. Savaşın ABD’ye maliyeti 165 milyar dolar olmuş ama ekonomiye getirdiği tahmini maliyet bunun en az iki katı. Bu savaşa göre iki misli daha fazla askerin öldüğü Köre Savaşı’nın maliyeti ise daha kısa sürdüğü için 18 milyar dolarda kalmış.

Savaş Vietnam‘a çok daha ağır bir fatura ödetmiş. Ölen ya da savaş yarasıla sağ kalan insan sayısı tam 4 milyon! Rusya ve Çin ise bu kanlı savaşın kansız tarafında… Savaşta Amerikalılara karşı Kuzey Vietnam’ı destekleyen iki ülke, sadece silah yardımı yaptıkları için insan kaybı yaşamadı. Savaşta 3 bin 689 uçak, 4 bin 857 helikopter ve 15 milyon ton cephane kallanan ABD Vietnam’dan çıkınca, Kuzey Vietnamlılar Nisan 1975’te Vietnam’ın tamamını ele geçirdi.

Süprizlerle dolu güzel ülke

‘Tanrı hissettiğiniz yerdedir’ felsefesini benimsiyorum. Vietnam ziyaretimde de Çin Mahallesi’ndeki bir tapınağa gidip tütsü yakmış ve barınşın egemen olduğu bir dünya dilemiştim. Ne yazıkki bugün bu satırları oradan yazsam, dileğim yine aynı olurdu… Vietnam Savaşı’ndan kalan dehşet fotoğraflarını hatırlıyorum ve o sahneler, bugün çok daha yakınımızdaki insanların gözyaşlarını, çocukların kordu dolu bakışlarını getiriveriyor gözlerimin önüne…

Vınh Trang tapınağı
Vınh Trang tapınağı
Yenebilen her şey sokak mutfağında yer alıyor
Yenebilen her şey sokak mutfağında yer alıyor

Vietnam değişik kültürlerden taşıdığı izleriyle süprizli bir ülke. Güzelliklerini dış dünyaya açma çabasını görmeli, bu havayı soluyarak kendi deneyim hazinenizi zenginleştirmelisiniz. Kim bilir belki benim gibi eski bir Fransız kafesine gider, lezzetli br fincan Vietnam kahvesi içerken fonda çalan aryayı dinler ve izlenimlerinizi notlara dökersiniz…

Kaynak: Hürriet Seyahat Gazettesi.